hrant dink için yüzbinler yürüdüğünde bu kadar büyütülmemiş olan af talebi.
ne alakası var değil mi? var bebişim, var birtanem, var şekerparem.
hrant dink'in türkler hakkındaki beyanları belli. ermenilerin katlediğildiğine inanan, türklerden nefret ettiği saptanmış, türk kanına dair fikirleri herkesçe malum bir ermeni. bu nedenlerden dolayı manyağın biri çıktı adamı öldürdü. bu geçmişte yaşanmış olamaz yani öyle mi? eh öyle ya, ermeniler sadece konuşmuş olsalar ve türkler onları tırpanlamış olsa haklı olurlar, çünkü karşı şiddeti gerektirecek bir şiddet girişimleri olmamış. aksi olduğuna inanılıyor, ilk önce ermeniler astı biçti kesti ve türkler de karşılık verdi.
fakat bunun aksini ispatlayan karadenizli beyaz bereli bıçkın bir delikanlı var.
adam öldü ortaklık bozulmadı da şimdi mi bozuluyor. (aslı öküz öldü ortaklık bozuldudur anagram de tevil de tasvir de sarcasm de ne dersen de işte) o caddeleri dolduran adamlara neden bu denli büyük bir tepki verilmedi? o kalabalıkların hepsi ermeni miydi? "yok canım, o bir özür dileme şekli şemali değil, basit bir taziye sunumuydu" mu diyeceksiniz?
ermenilerle yaşanan şey en basit tabirle karşılıklı boğazlaşmadır. birbirini boğazlamak tabiri biliniyordur/duyulmuştur. duyulmadıysa da duyulsun, bilinsin. buna mukabil, bu hatadan dolayı biz özür diliyoruz demek erdemdir. anlayacağın bu illa ki bir haksızlık beyanı olmak zorunda değildir. elini ilk uzatan eşit taraftan herhangi biri olmak ile de neticelendirilebilir. ve bu iyi bir neticedir. "kesmişsiniz, doğramışsınız lan işte ermenileri! haksızsınız ve ondan ilk siz özür diliyorsunuz" diye de düşünebilirim ben o da biline.(hehe, humanist duyguların kabarmıştı bir anda değil mi, "adam haklı lan belki de" bile demiş olabilirsin hatta, ama mutsuz sonu görünce nasıl da anında çattın o kara kalem kaşlarını.)