Doğuyoruz, büyüyoruz ve ölüyoruz. Peki bu süreçte hiç kendi kararlarımızı alabiliyor muyuz? Tamamen kendi istediğimiz için . Başka hiçbir itkinin boyunduruğunda olmadan. Bireyselleşiyor zannederken daha çok mu köle oluyoruz ? işte bu ve daha nice sorulara cevap arayan, akla yatkın yanıtlar bulan Eric Fromm kitabı. Okuyunuz, okutturunuz.
Naçizane alıntılarım:
“Bireyin, ekonomik amaçların aracı olarak boyun eğmesi, sermaye birikimini ekonomik etkinliğin amacı ve hedefi haline getiren kapitalist üretim biçiminin garipliklerinden kaynaklanmaktadır. Kişi, kâr sağlamak için çalışır ama sağladığı kâr, harcanmayacak, yeni sermaye olarak yatırıma dönüşecektir; bu artan sermaye gene yatırıma dönüşerek yeni kârlar getirir, bu döngü böyle gider.”
“Çağdaş insanın çıkarlarına hizmet ettiği, çıkarlarına uygun davrandığı “benlik”, toplumsal benliktir, bireyin oynaması beklenen ve temel olarak, gerçeklikte yalnızca toplumda yaşayan insanın, nesnel toplumsal işlevlerinin öznel giysilere bürünmüş görüntüsünden başka bir şey olmayan rolünün oluşturduğu bir benliktir bu. Çağdaş bencillik, gerçek benliğin çarpıtılmasından doğan ve nesnesi toplumsal benlik olan oburluktur, hırstır.”