1. devlet bir organizasyondur ve milletin hayatını hukuk çerçevesinde organize eder, kolaylaştırır. onların siyasal alanlarını, kamusal alandaki tutum ve tavırlarını kendisine tehdit olarak algılayamaz. yani bir kesim insan çıkıp imza kampanyası düzenliyorsa ya da toplu dilekçe verecekse devlet bunun aleyhinde fikir beyan edemez ya da bunu engellemeye kalkamaz. neden? çünkü millet düşünsel olarak da homojen değildir.
2. "da" dedim, neden "da"? çünkü millet etnik ve dini olarak homojen bir yapı değildir. özellikle türkiye hiç değildir. kendisi bu topraklarda sadece sünnî türklerin yaşamadığına itiraz etmeyecektir (umarım).
3. devlet tüm milletin hizmetindeki bir organizasyon olduğu için milletin bütün unsurları o devlet içinde yer bulur, bulmalıdır. bunu yapmaktan imtina ederse o devlet milletin değil sadece bir kesimin devletidir, bu da kendisine yöneltilen eleştirilerle ortaya serilir, serilmektedir.
4. devlete yapılan eleştiriler millete yapılan eleştiriler midir? hayır. eğer milletin bir kesimi devleti kendisine ait görüyorsa o kesim bunu öyle algılayacaktır. zaten bunu da görmekteyiz.
5. 1 mart tezkeresi örneğini de daha açıklayıcı olsun diye vermiştim ama "ne var bunda, ne kadar demokratik, daha ne istersin?" diye sormuş. arkadaşım, yazdıklarımı bir oku hazmet, rica ediyorum. ben o örneği neden verdim?
çünkü sen dedin ki devlet milletin iradesidir. sen bunu derken alınan kararlara bakıyorsun, bense bütün unsurlara bakıyorum. meselâ devlet mekanizması pkk sorununu operasyonlarla çözebileceğine inanıyor, türklerin büyük bir bölümü de bunu destekliyor, ama kürtler desteklemiyor diyelim. o zaman devletin aldığı karar bu milletin ortak iradesi değildir. millet homojen değildir ve devlet milletin sadece bir kesimine göre hareket ediyordur. inan bundan daha açık anlatamayacağım.
6. bu ve benzeri nedenlerle abd'nin ırak'ı işgali abd toplumunun tümüne mâl edilemez, dışarıdan bir örnek vereyim. abd'de muhalifler ve savaş karşıtları vardır. ırak'a yapılanlardan abd'nin federal devleti sorumludur, abd toplumu tümden sorumlu değildir.
bu durumda abd devleti abd toplumunun tümünü temsil ediyordu demek mantıksız olur. abd devleti ırak'ta yaptıklarından dolayı özür dilerse bu abd devletinin yaptıklarından dolayı özür dilemesidir, milleti bağlamaz. o millet içinde hâlâ savaş arzusu ile yanıp tutuşan faşizan bir topluluk olacaktır.
7. bu durumda akp bakanlarının alevilerden ve engin çeber'in ailesinden özür dilemesi devletin geçmişi ve bugünü ile kendi eylemlerinden dolayı özür dilemesidir ve gereklidir. eğer devlet özür dilemişken vatandaşların bir kısmı "iyi ki alevileri yaktık, iyi ki bu tipler gebertiliyor" diyorsa devletin özürü bu kişileri bağlamaz. bu kişiler hâlâ faşisttir ve yine bu milletin bir parçasıdır. ama habis bir parçasıdır ve devletin hukuki olarak bunlara izin vermeme zorunluluğu vardır. ama türkiye'de bu mu olmaktadır? hayır.