Çağatay Türkçesi veya doğu türkçesi; Türkçenin eski Türkçeden sonra ortaya çıkan yeni yazı dillerinden biridir. Cengiz han'ın ikinci oğlu Çağatay'a nispet ile kullanılan Çağatay edebiyatı tabirinin sınırları bu daha ile uğraşanlar tarafından farklı şekilde anlatılmaktadır.
cengiz han ölümünden önce Moğol imparatorluğu'nu çocukları arasında paylaştırdı. çağatay, maveraünnehir, semireç ve Doğu Türkistan bölgelerinin hükümdarı oldu. Çağatay han'dan yıllar sonra kurulan timurlular devleti (1405-1502) döneminde yazılan edebi eserlerin diline çağatay Türkçesi, devrin edebiyatına da çağatay edebiyatı denilmiştir.
ali şir nevayi ile 15. yüzyılın yarısında klasik bir edebiyat yaratan bu lehçe babür zamanında ve babür'den sonra Hindistan'da uzun süre varlığını devam ettirmiştir.
sultan Hüseyin Baykara'nın ölümünden sonra (1507) maveraünnehir ve harezm'i ele geçiren göçebe özbekler bu edebiyatı devam ettirirler. ancak ona Özbek karakteri vermeyi de ihmal etmezler. Böylece çağatayca tabirinin yerini özbekçe alır.
radloff, korş gibi türkologlar, çağataycayı Uygur dilinin karahanlılar devrinden itibaren islami kültür altında gelişen bir devamı kabul etmektedirler. radloff daha da ileri giderek çağataycayı suni bir yazı dili olarak değerlendirir.
bu görüşü reddeden borovkov uygurcanın dini ve resmi bir dil olarak dar bir sahaya etki ettiğini, bu bakımdan islam kültürünün baskısına karşı koyamayacağını, çağataycayı uygurcanın devamı şeklinde değerlendirmenin hatalı olacağını ileri sürmektedir. borovkov'a göre klasik çağataycanın temeli orta Asya edebi türkçesidir.
çağataycayı klasik bir yazı dili haline getiren nevayi'nin canlı bir dile dayandığını çok iyi bildiği Özbek Türkçesinden faydalandığı, bu sebeple nevayi'nin Özbek yazı dilinin de kurucusu olduğunu kabul eder.