ilkokula başladığım seneydi. Annem benimle okulun ilk günü ağlamadığım ve okumayı erken söktüğüm için hep gurur duyardı, fırsat buldukça komşulara bunlarla övünürdü. Sınıfta komşularımızın da çocukları vardı. Birgün veli toplantısı vardı okulda. Annem gubararak gitti toplantıya. Nasıl olsa iyi şeyler söyleyecekler, komşuların yanında hava atacağım diye düşünüyordu. Öğretmen tek tek öğrencileri yorumluyordu. Komşuların çocuklarına da genel geçer ama çok da kötü olmayan şeyler söyledi. Sıra bana geldi, annem gayet kendinden emin daha bir kasıldı. Öğretmenin ilk cümlesi şu oldu: oğlunuz sınıftan biraz kopuk. Kalemi sıranın altına düşürdüm onu arıyorum bahanesiyle eğilip sıranın altında kendi kendine taso oynuyor. Ayrıca Ceplerine çekirdek doldurup derste çok sesli bir şekilde yiyor. Annem tabi benim bu karanlık tarafımı bilmediği için şok olmuş bir vaziyette dinliyor. Havası da sönüyor. Hâlâ anlatır utanarak.