Bir arkadaşımın evinde gece gündüz yanardı bunlardan.
Eve girer girmez leş gibi kedi bokuyla karışık ucuz tütsü kokusu burun deliklerinden iceri girip beynimin kıvrımlarına iğneler batirircasina deler gözümden çıkardı resmen, zira gözlerim yanardı bu iğrenç kokudan. Zaten kendisi de enteresan bir hatundu, nepal tarzı etnik kıyafetler giyer psytrance muzik dinlerdi. Azınlık milliyetçiliğini solculuk zanneden, güya ateist ama spiritualist saçmalıklara ve ruh diye bir şeye inanan garip tiplerden. Birgün buna dedim ki, siz de bir çeşit tarikatsiniz biliyorsun de mi...Siz de bir şeylere, hatta her şeyden önce anlama inanıyorsunuz. Hepiniz böyle garip şeyler giyip, kendiniz gibilerle bir araya geldiğiniz festivaller düzenleyip ayinler yapıyorsunuz. Yani bilmemne tarikatından pek de bir farkınız yok aslında. Anlamadı tabii ne demek istediğimi. Zaten oldum olası tiksinmisimdir, bir müzik çalarken sanki tüm dünyanın dertlerini çekmiş ve her şeyi anlamış gibi jest ve mimikler yaparak uzaklara dalıp giden insanlardan. Iyyy romantizm ve idealizm kadar iğrenç bir şey varsa o da kendini bir tarz ve imajla tanımlayıp bir kümeye ait olma çabasına giren ve herşeye fındık kadar aklıyla bir anlam yükleme kustahligini utanmadan yapan saçma tiplerdir. Neyse işte, tütsü deyince aklıma bu tipler geldi.
