Mevlânâ’ya esin kaynağı olan yoldaşı Şems-i Tebrizi’nin 1246 yılında aniden kaybolması, günümüze kadar faili meçhul olarak kaldı. Şems’in akıbetiyle ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Şems’i babasına yakın olduğu için Mevlânâ’nın oğlu Alaaddin’in öldürdüğü de iddia edildi, Konya eşrafı tarafından öldürülüp cesedinin saklandığı da öne sürüldü. Ancak Mevlânâ uzmanı Sinan Yağmur, Şems’in hayatını anlatan “Aşkın Gözyaşları” adlı son romanında Şems’in Haşhaşiler tarafından öldürüldüğünü yazdı.
Yağmur’a göre Şems’in ailesi, Haşhaşilerin içindeydi. Ancak Şems, ailesi gibi Haşhaşilere bağlılık göstermediği için kara listeye alındı. En sonunda Haşhaşiler tarafından düşmanları olan Moğol Valisi’ni zehirlemesi talimatına reddettiği için öldürüldü. Yağmur’un bu iddiası yazarlar arasında yeni bir tartışma başlattı.