geçen yıllarda odtü'deki bir konferansta dinleme şansım olmuştu kendisini.
türkiye'deki azınlık hakları ve türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda ders niteliğinde bir oturum kolaylaştırıcılığı yaptı.
sonra hrant dink cinayeti ile ilgili hrant'ı suçlayıcı cesareti cehaletinden menkul bir genç arkadaşın saldırgan sorusunu soğukkanlılıkla cevapladı.
ben onun kadar soğukkanlı olamayıp bu genç arkadaşı payladım, zira tek beyaz beresi eksikti.
sonuç itibarı ile o genç arkadaşın savrulduğu yer maalesef belli, baskın hocanın tarihte bırakacağı o güzel yer belli.
cehaleti ile övünen insanla sidik yarıştırabilmek için otlaşmak lâzım, sulanmayı beklemektense çiçek vermeye devam etmeyi yeğlemiş insanlarımızdan birisidir baskın hoca.
ben bu genç arkadaşı paylarken bana "lütfen soru-cevap olayına girmeyelim" diyecek kadar da ince bir insan.
kendisini dinleyip bilgi birikimi karşısında etkilenmemek için tek savunma mekanizması cehaletinize övgü düzmek olabilir. çoğunluk da alıştığı gibi bu kör dövüşüne devam ediyor.
ot en azından bu dünyanın doğal dengesi içinde üzerine aldığı görevi yerine getiriyor. ya içi kinle dolmuş sivilcelerin yaptığı ne? sadece kusma hissi uyandırmak.