dersim harekatı

entry20 galeri
    17.
  1. "Cumhuriyet ordusu ve zabıtası, bu olaylar sırasında yaptığı kovalamalarda, hurafe (boş inanç) olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve çıkılmaz dağ varsa hepsini Ankara sokakları gibi baştan başa geçmişlerdir. Kanun götüren ordu
    ve jandarmanın ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığı tepe kalmamıştır. Cumhuriyetin düzeltip düzenleme ve bayındırlaştırma programına karşı çıkan bütün engeller ortadan kaldırılmış ve programın uygulanması aralıksız devam
    ettirilmiştir. Bugün orada yapılmakta olan yollar, kışlalar, karakollar, okullar ve hükümet konakları ile memleketin en
    onarılmış ve en çok iş yapılmış bir bölgesinin manzarasını görmek hepimize zevk verse gerektir. Direnmeyi ortadan
    kaldırdıktan sonra halkın özgürlüğü ve kolay geçime kavuşması için izlenen programı sürdürüyoruz.

    Dün akşama, yani 17 Eylül’e kadar, Dersim Harekâtı’nın başından beri, verilen zayiat şudur: Bir şehit ve dört yaralı subay,
    26 şehit ve 46 yaralı er, bir şehit ve bir yaralı bekçi.
    Baş kaldıranlardan 265 kişi ölmüştür, 20 yaralı vardır, 27 kişi yakalanmıştır. 849 kişi çarpışma sonu teslim olmuştur. Bir
    çoğu bağlarındaki kötü adamların kandırması ve kışkırtması ile bu yola dökülmüşlerdir ki, bu yüzden zarar görmüş
    olmalarından üzüntülüyüz. Bu düşünce iledir ki, ordu ve jandarma kuvvetleri zorda kalmadıkça silah kullanmamış, şefkatli
    davranmış ve zayiat az olmuştur. Baş kaldıran aşiret reislerinin hepsi yakalanarak genel mahkemelere verilmiştir.

    Haklarında Cumhuriyet kanunlarının hükümleri uygulanacaktır.” (Zabıt Ceridesi: 18 Eylül 1937)
    Başbakan’ın sözünü ettiği yargılamalar Ekim’de başlayıp 15 Kasım 1937’de sonuçlanacak, 11 kişiye idam cezası verilecek,
    dördünün cezası yaş küçüklüğünden otuz yıl hapse çevrilecek, ötekiler değişik cezalara mahkûm edilecek, on dört sanık beraat
    edecek ve yedi idam mahkûmu (Seyit Rıza, oğlu Hüseyin, Şeyhanlı Aşireti Reisi Hasan Sevdi, Yusufhanlı Aşireti Reisi
    Cebrail, oğlu Hasan, Kureyşanlı Ulukıye oğlu Hasan, Mirza oğlu Ali) sabaha karşı asılacaktır. Elebaşılardan Alişer, isyana ve
    haydutluğa kışkırtıldıklarını ve bu yüzden başlarının belaya girdiğini anlayan kendi adamları tarafından öldürülmüştür. "
    başbakan ismet inönü. (M.
    Leventoğlu, Atatürk Yürürken: 52-54)
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük