Dün yine tek başıma kahvemi içerken iki tıpçıyla tanıştım. Yaklaşık bir saat sohbet ettik aynı bu muhabbeti yaptılar. Uzun saatler çalışıp parayı nusret’te, yat partilerinde yiyorlarmış. Bana da sen zenginsin ayağı yaptılar. Telefon, kulaklık ve botlarımdan bu çıkarımı yapmışlar. Biz akşama kadar çalışıyoruz vs. dediler. Zengin değilim parayı yönetmeyi biliyorum dedim. Nusret’e gitme, partilere gitme insan vaktini, hayatını, 23 yaşını paraya satar mı dedim. Hemen işte felsefecisin ayağı yaptılar. Felsefe okumadığımı söylesem büyük ihtimal sadece sorgulayan biri olduğumu düşünecekledi.
Sonra diğeri felsefede çok saçma sapan kuramlar var dedi. yok var mıyım, yok muyum, allah var mu bir sürü gereksiz düşünceler dedi. Ona kaç tane felsefi kitap okuduğunu veya felsefe hakkında ne bildiğini sordum. Bir şey söylemedi.
Lafın özü şu böyle bir düşünceyi felsefi bile değil açıp iki kitap okumamış kafası boş insandan başkası söylemez. Aklın var ve tabi ki düşüneceksin, sorgulayacaksın. Bunu yapmayanlar hayatlarını sadece çalışıp tüketme odaklı bir şey bilmeden, farkında olmadan aptal gibi harcayıp giderler.
