Bin bilinmeyenli insanoğluna güvenmediğini bile söyleye bir şeyleri paylaşmak...
Ne tuhaf.
Zannediyorsun ki; paylaşınca o yara dağlanacak, hemen kabuk bağlayacak ya da hiç açılmamışcasına yok olacak.
Halbuki, derdini anlattıkça daha çok kan kaybediyor insan. Üstü toz tutmuş, arada kaybolmuş kötü anılar da sanki o anı bekliyormuş gibi silkelenip kendini belli ediyor.
Anlatmasan, bu sefer de anlaşılmama telaşı başlıyor.
Bir yandan derman gözüken bu iç dökme diğer yandan başka bir dert oluyor. Yük oluyor.