66. eğer onlar tevrat'ı, incil'i ve rableri tarafından kendilerine indirileni (kur'an'ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!
67. ey peygamber! rabbinden sana indirileni tebliğ et. eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. allah seni insanlardan korur. şüphesiz allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.
68. de ki: "ey kitap ehli! tevrat'ı, incil'i ve rabbinizden size indirileni (kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz." andolsun ki sana rabbinden indirilen bu kur'an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.
69. şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile yahudiler, sabiîler ve hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) "allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. onlar mahzun da olmayacaklardır" (diye hükmedilmiştir.)
70. andolsun, israiloğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. fakat her ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
71. (bu yaptıklarında) bir bela olmayacağını sandılar da kör ve sağır kesildiler. sonra (tövbe ettiler), allah da onların tövbesini kabul etti. sonra yine onlardan çoğu kör ve sağır kesildiler. allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
72. andolsun, "allah, meryem oğlu mesih'tir" diyenler kesinlikle kafir oldu. oysa mesih şöyle demişti: "ey israiloğulları! yalnız, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan allah'a kulluk edin. kim allah'a ortak koşarsa artık allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır. onun barınağı da ateştir. zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."
73. andolsun, "allah üçün üçüncüsüdür" diyenler kafir oldu. halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur. eğer dediklerinden vazgeçmezlerse andolsun onlardan inkar edenlere elbette elem dolu bir azap dokunacaktır.
74. hâlâ mı allah'a tövbe etmezler ve ondan bağışlanma istemezler? allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
75. meryem oğlu mesih sadece bir peygamberdir. ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (nasıl ilah olabilirler?) ikisi de yemek yerlerdi. bak, onlara âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz. sonra bak ki, nasıl da (haktan) çevriliyorlar.
76. (ey muhammed!) de ki: "allah'ı bırakıp da, sizin için ne bir zarara ne de bir yarara gücü yeten şeylere mi tapıyorsunuz? oysa allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir."
77. de ki: "ey kitap ehli! hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. daha önce sapmış, bir çoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın."
78. israiloğullarından inkar edenler, davud ve meryemoğlu isa diliyle lanetlendi. bu, onların isyan etmeleri ve hadlerini aşıyor olmalarından ötürüydü.
79. işledikleri herhangi bir kötülükten birbirlerini vazgeçirmeye çalışmazlardı. yapmakta oldukları ne kötüydü!
80. onlardan birçoğunun inkar edenleri dost edindiklerini görürsün. andolsun ki kendileri için önceden (ahirete) gönderdikleri şey; allah'ın onlara gazap etmesi ne kötüdür! onlar azap içinde ebedi kalıcıdırlar.
81. eğer allah'a, peygamber'e ve ona indirilene (kur'an'a) inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir.
82. (ey muhammed!) iman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle yahudiler ile allah'a ortak koşanlar olduğunu görürsün. yine onların iman edenlere sevgi bakımından en yakınının da "biz hıristiyanlarız" diyenler olduğunu mutlaka görürsün. çünkü onların içinde keşişler ve rahipler vardır. onlar büyüklük de taslamazlar.
83. peygamber'e indirileni (kur'an'ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. "ey rabbimiz! inandık. artık bizi şahitlerle (muhammed'in ümmeti) ile beraber yaz" derler.
84. "rabbimizin, bizi salihler topluluğuyla beraber (cennete) koymasını umarken, allah'a ve bize gelen gerçeğe ne diye inanmayalım?"
85. dedikleri bu söze karşılık allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükafat olarak verdi. işte bu, iyilik yapanların mükafatıdır.
86. inkar edenlere ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliklerdir.
87. ey iman edenler! allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. çünkü allah haddi aşanları sevmez.
88. allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz allah'a karşı gelmekten sakının.
89. allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. kim (bu imkanı) bulamazsa onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. işte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. yeminlerinizi tutun. allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.
90. ey iman edenler! (aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.
91. şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. artık vazgeçiyor musunuz?
92. öyleyse allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve allah'a karşı gelmekten sakının. şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
93. iman edip salih ameller işleyenlere; allah'a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. allah iyilik edenleri sever.
94. ey iman edenler! andolsun, allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek ki, görmediği halde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse ona elem dolu bir azap vardır.
95. ey iman edenler! ihramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (bu ceza), kâ'be'ye hediye olarak varmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. allah geçmiştekileri affetmiştir. fakat kim bir daha böyle yaparsa, allah ondan intikam alır. allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir..
96. sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helal kılındı. kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. huzurunda toplanacağınız allah'a karşı gelmekten sakının.
97. allah; ka'be'yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini allah'ın bildiğini ve allah'ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.
98. bilin ki allah'ın cezası çetindir ve allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
99. peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.
100. (ey muhammed!) de ki: "pis ile temiz bir olmaz. pisin çokluğu hoşuna gitse bile." ey akıl sahipleri allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
kaynak:http://www.kuran.gen.tr