daha mı yaşlıydı benden ölüler
kaval kemiğimde rüya tozları
parmakların iri ellerim küflü
nice zaman uyuttu ki beni aşk
tanıyamıyorum
sokakları, kapıları, yüzleri
darası alınmış Terazilere
emanet ederdik kalplerimizi
gelincik tarlası kadardı dünya
hiçbir ölüm bizde bulmazdı bizi
bir şehre uğradım; insan nerede
yağmur bekleyen can tohumları
hangi yetimin toprağına gömülmüş
hangi caminin duvarlarında
bulurum imamesinden
yıldızlara dua tebessümleri
gönderen elif lam tespihlerini
bir mağaradan bakınca zaman
bizden aldığını kimlere verdi
bir şehre uğradım; kanlıydı kubbe
bir şehre uğradım; gözleri kördü