yine 2 sene önceki rahip brunson krizi gibi, arkasında pandemi (harcamaların kısılması, turizmin bitmesi), ülkelerin ithalata karşı aldıkları aşırı önlemler, şirketlerin vergi kaçırması vs. gibi etkenlerin olduğu bir tür kur krizidir.
trump veya biden'in seçilmesi günlük ve haftalık kur için etkili olabilir ancak son 4 aydır meydana gelen dövizdeki yükselişin tek sebebini buna indirgemek -tam tabiriyle- ahmaklıktır.
konum itibarıyla komşularımız hep kriz ve yokluk içerisinde. iran, ekonomik olarak kesinlikle bizden 4-5 kat kötü durumda. suriye'yi konuşmaya gerek yok. ırak ise tamamen amerika'nın boyunduruğu altında, kişi başı milli geliri 5900 dolar seviyesinde. (o kadar petrole rağmen)
yunanistan her daim ekonomik kriz içerisinde zaten. gidip de oralara iş kurulacak ne bir kafa, ne de cesaret var kimsede. ayrıca bizimle sürekli savaş çıkarmaya çalıştığı için, ekonomik olarak birlikte hareket etme noktasında değiller ve öyle bir niyetleri de yok.
tüm bunların yanında, hükümetin 2016 yılında almış olduğu karar neticesinde paypal'ın türkiye'den çekilmesinin akabinde ekonomi hep kötüye doğru gitti. buradaki türk satıcılar dropshipping (al-sat) bile yapsalar ekonomiye olumlu etkide bulunuyordu. ve şimdi... 2020 yılında, e-ticaretin giderek daha fazla arttığı bir dönemde, hükümetin de yavaş yavaş aklını başına aldığını görüyoruz bazı yeni yasalarla. umarım paypal'ı da bir an önce geri getirir ve paranın nereden ve kimden geldiğini kontrol edememe pahasına, ekonomiye olumlu etkisini düşünerek bir karar alırlar.
şahsi fikrim, e-ticarette türk şirketleri başarılı olursa, ekonomi yine stabil hale gelecektir. bunu desteklemek, başlangıçta küçük çaplı satıcılara bazı vergiler konusunda yardımcı olmak da hükümetin elinde. çin, bu tür vergisizliklere göz yumarak dünya'nın en büyük ekonomisi haline geldi. bizim en büyük ekonomi olmak gibi bir kapasitemiz yok ancak, kendi yağımızda kavrulup sağlam bir ekonomik yapıyla yaşayabilmemiz için bu konunun çok ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.