Çevresel etmenlere bağlamak gerek bunu. Analiz kasalım biraz. Yeni neslin ezici çoğunluğu büyükşehirlerde yaşıyorlar. Küresel bazda nesillerin saygı normlarını yeniden şekilendiren en önemli şeylerden birisidir köyden kente göç. Köyün geleneksel hiyerarşisinden sıyrılmış yepyeni bir aile profili ile karşı karşıyadır metropolde birey. Babası, kendi babası gibi ilk okulu bitirmiş bir birey değil en az lise bitirmiş bir bireydir. Burada köyden kente göçün yanında ebeveynlerin eğitim tahsil durumu da giriyor denklemimize. Görece şekilde ilerleyen tahsil durumu ile yeni nesli yetiştirecek ebeveynler de yerel normlardan sıyrılmış oluyor. Gereksiz ve baskıcı normlardan uzak durarak yetiştiriyorlar çocuklarını.
Denkleme üçüncü belirleyen olarak ise teknoloji, teknoloji aracılığı ile empoze edilen liberal '' değerler '' de katılınca elimize z kuşağı geçiyor. Köyden kente göçerek üretkenliğini kaybetmiş, tüketici mantığına hatta çılgınlığına sahip... Daha tahsilli ebeveynlerin elinde daha görece toleranslı yetişerek toplum yapısı ve hiyerarşisine meydan okuma şansına daha çok sahip olan, teknoloji sebebiyle asosyal, liberal empozasyon nedeniyle ise zevk düşkünü...
Kendimin de teknik olarak z kuşağında olduğumu belirteyim. Ancak klasik bir z kuşağı çocuğu olmama engel teşkil eden sayısız nedeni, tercüme-i halimi buraya dökmemek babında es geçiyorum.