füruğ ferruhzad

entry92 galeri video1
    88.
  1. abbas kiyarüstemi izlerken hatırıma düşen, Kadın kelimesinin karşılığı olacak bir biçimde tüm estetik ve duygusal incelikleri ruhunda barındıran şair.

    "Tüm varlığım karanlık bir ayettir benim
    seni
    kendinde tekrarlayarak
    yeşermenin ve çiçeklenmenin
    sonsuz gündoğumuna götürecek

    ben bu âyette senin için ah çektim, ah !
    ben bu âyetle
    ağaçla ve suyla ve ateşle bütünleştirdim seni

    hayat belki
    bir kadının her gün filesiyle geçtiği uzun bir caddedir
    hayat belki
    bir adamın kendini dala astığı iptir
    hayat belki
    okuldan dönen bir çocuktur
    hayat belki
    iki sevişme arası rehavetinde
    yakılan bir sigaradır
    ya da
    yoldan geçen bir başkasına
    şapkasını kaldırarak anlamsız bir gülümseyişle
    'günaydın' diyen adamın
    şaşkınca karşıya geçişidir

    hayat, bakışlarımın
    senin gözbebeklerinde
    kendini paramparça ettiği
    o tutuklu andır belki
    ve bakışım kendisini,
    aydınlığın ve karanlığın idrakiyle
    karıştıracağım duygusu içindedir

    yalnızlık boyutlarındaki bir odada
    tek aşklık kalbim,
    kendi mutluluğunun yalın bahanelerine
    saksıdaki çiçeklerin güzelce soluşuna
    eviınizin bahçesine senin diktiğin fidana
    ve bir tek pencere için öten kanaryaların şarkısına
    bakıyor.

    ah !
    bana düşen budur
    bana düşen budur
    bana düşen
    bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür
    bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
    ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
    bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır
    ve "ellerini seviyorum"
    diyen sesin kederinde ölmektir

    ellerimi bahçeye dikiyoruın
    yeşereceğim biliyorum, biliyorum, biliyorum
    ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
    arasına yumurtlayacaklar

    küpeler takacağım kulaklarıma
    kıpkırınızı kirazlardan
    ve tırnaklarıma yıldızçiçeği yaprakları yapıştıracağım
    çocukları bir zamanlar bana aşık
    bir sokak var orada
    aynı dağınık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla
    o çocuklar,
    bir gece rüzgarın alıp götürdüğü
    o küçük kızın masum tebessümünü
    düşünüyorlar hâlâ

    bir sokak var
    kalbimin
    çocukluğumun mahallelerinden çaldığı

    zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
    ve bir oylumla gebe bırakmak
    zamanın kuru çizgisini
    bir aynaya misafir gidip dönen
    bilinçli imgenin oylumuyla

    ve işte böyledir
    biri ölür
    ve geride kalır biri
    hiçbir avcı
    çukura dökülen sığ derede
    inci avlayamaz

    hüzünlü, küçük bir peri tanıyorum ben
    okyanusta yaşayan
    ve yüreğini ahşap neyinde
    usul usul çalan
    hüzünlü, küçük bir peri
    geceleri bir buseyle ölen
    gün ağarırken bir buseyle
    yeniden doğacak olan. "
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük