çocukluk kahramanı derler hep babalar için. hiç de öyle değil.
uçmasını bilen yakışıklı bir adam varken ne gereği var ki babadan kahraman yaratmaya. hem uçmayan kahraman mı olur allasen!
...
superman'in uçar gibi yaptığı yerin aslında gök mavisi bile olmadığını, göğe o kadar yakından bakılsa burdan göründüğü gibi asla olamayacağını algılar, ve ondan başka kimsenin kendini de lekelemeyi göze alarak, "erkekler bencildir, seni üzmelerine izin verme" cümlesini kurma cesaretine, dürüstlüğüne sahip olmadığını, zaten sizi kimsenin de o kadar sevmediğini anlar konuma gelince yerle yeksan oluveriyor "kahramanlık" mefhumuna dair kurdukların.
yoğurdum ekşi diyecek kadar yürekli olana kahramanım demeye meyilleniyorsun.
...
hiç tanımadığım insanları sana sesimi yükselterek ama seni sağır etmek için değil, sadece heyecanımdan, savunuşlarım var ya, hani " sen hiç hata yapmadın mı ki!" ler, hepsi senin kızınım diye oluyor.
senin susuşların, ben sana çakmak çakmak bakıp aklımdan geçeni süzgüsüz aktarırken belli belirsiz gülümsemelerin de öyle.
muhtemelen aklından benim evladım işte diye geçiriyorsun, ya da ben öyle olmasını ölesiye dilerim.çünkü farklı doğrultudaki cümleleri aynı yöntemlerle her kurduğumuzda ben diyorum işte benim babam diye.
yine de sönmüyor bakışlarım, gardım düşmüyor. sana düşürmeye başlarsam herkese düşer diye.
bir de "git" derken sesimi titretmiyorum hiç baba, senin "arkana bakmadan git, yoksa hiç gidemezsin" dediğinde olduğu gibi.
benim "git"lerim farklı oluyor yalnız genelde. istemediğimi, içime sinmeyeni yapmamam gerektiğini öğrettiğin için bana, bir de kalmanın bir hak etme biçimi olduğunu, yalnızca onlarca gerektiği için değil, bence "gereksiz" oldukları için, adab-ı muaşeretten uzak bir şekilde yol veriyorum gidene.
zaten en az senin kadar nefret ediyorum şişkin egolardan. ve en çok onlarla karşılaştığım zamanlarda özlüyorum seni. kendini ne de çok şey sanıyor baksana diye beraber güler dalga geçerdik diye belki.
bir de saman alevi gibi parlayıp söndüğümde aklıma hemen geliveriyorsun. o zamanlardaki bakışlarını düşünüyorum ve ayna gereksinimim kalkıyor ortadan. acaba sinirlenince nasıl görünüyorum diye düşünmüyorum. annemin deyimiyle "babasının kızı!nolcak!" oluyorum o zamanlarda.
...
kimsenin bencilliğinin beni yormasına izin vermiyorum merak etme. canımı yakacak olana gereğinden bencil olup, sesimi titretmeden "git" diyorum hep.
aklına takacak bir şey yok buralarda yani. keyfim iyi. annemden moralim bozuk olduğu dedikodusunu alıp da hiçbir şey bilmiyormuş gibi arayıp saçmalama kotanı doldurmaya çalışmana da gerek yok. kotan sınırsız zaten bende, saçmalamaların dolmuyor da tebessümlerim doluyor, aşarsam gözlerimden sızar diye korkuyorum gülümsemelerim.
...
masallara uzun zamandır inanmıyorum, uçan kahramanlar zaten yalan.
dürüstlüğü diline dolayıp da içine battığı kirden pastan habersizlere ve ego budalalarına inat, inandır beni.
tüm dünya gözüme baka baka yalan söylüyor olsa, sen bana kıyamazsın..di mi baba? **