Neticede müslümansa pamuğu herkese tıkayacaklar. Bundan kaçış yok. Hem sonra, kim nasıl ölecek?
inerken mi binerken mi kayarken mi yüzerken mi, uyurken mi uyanıkken mi, banyoda mı helada mı giyinik mi çıplak mı, ayakta mı yatakta mı, işte mi tatilde mi yolda mı trafikte mi, genç mi ihtiyar mı hayatının baharında mı, viagra içerken mi içki içerken mi hırsızlık yaparken mi millete kazık atarken mi, kul hakkı yerken mi yetim malı yerken mi gıybet dedikodu ederken mi, kumar oynarken mi fuhuş yaparken mi, namaz kılarken mi kuran okurken mi, tv izlerken mi yemek yerken mi, hastanede mi evde mi, ecelin nerede nasıl yakalayacağını kimse bilmiyor. Kimseye Mana bulmamak lazım. Kim nasıl yaşarsa öyle ölür. Ölüm bu, kimseyi ayırmıyor, ideoloji kavga siyaset mal makam mevki para zengin yoksul kadın erkek çoluk çocuk genç ihtiyar dinlemiyor. Ölümden kaçış yok. işte asıl gerçek mesele bu. Ama kimse bunu düşünmek dahi istemiyor. Neyin kavgasındayız ki, işte hepimiz paşa paşa öleceğiz. ister hoşumuza gitsin, ister gitmesin. Aslında olması gereken şu: insan Hayatı sevdiği kadar ölümü de sevmeli. Acı da olsa sevmeli. Ölümü hatırlatan herşeyi de. Her ölümden ibret almalı ve ona göre yaşamalı. Zira ölmeden cenabı hakka ve rahmetine kavuşulmaz. Hayat sadece bu dünyadan ibaret değil. O yüzden pamuğu kötü bir şey gibi lanse etmek yerine sevmek lazım. Hakeza imamları da öyle. Allahı seven Ölümü de sever, kötüleyip de yermez..