Mahallenizin abisi gençlik yıllarında bir AVM'deki Dondurmacıda çalışıyordu.
Dondurmacının müdürü bayandı.
Müdüresi vardı yani Mahallenizin abisinin.
Bu kadın evli bir kadındı, iki tane de çocuğu vardı.
Hatta mahallenizin abisine eskiden ailesiyle yaşarken ev telefonunda şuan kocası olan boynuzluyla nasıl gizli gizli konuşmaya çalıştığını ve kocasını ne kadar sevdiğini anlatmıştı müdüre hanım.
Hatta abiniz bu kadının çocuklarından biri dondurmacıya gelince onunla oyunlar bile oynamıştı.
Kadın Mahallenizin abisine "Ah ben seni bir güzel giydirsem ne çekici olursun biliyor musun? Şu saçları sakalları da kessen fena olmaz. Hiç hoşlanmıyorum bu tarzından. Birlikte sana güzel bir şeyler alalım mı AVM'den? Ben öderim." dedi bir gün.
Tabii mahallenizin abisi bu olaya ayıkamadı.
Abiniz sıcak kanlı, arkadaş canlısı bir insan olduğu için bu müdüre olacak kadına dostane bir yakınlık gösteriyordu.
O yüzden "ben tarzımdan memnunum ya. Ne saçlarımı kesmeye ne de sakallarımı kesmeye niyetim var." dedi.
Gençliğinde rahmetli Barış Manço gibi adamdı mahallenizin abisi.
Kadın da belli ki onun bu özgür ruhunu kıskanıyordu diye düşündü.
Sonra bir gün dondurmacıya dar paça, pembe kot pantolonlu bir köylü geldi.
Köylü ama ne köylü.
Önceden o da çalışıyormuş bu dondurmacıda.
Müdüre gördüğü gibi sarıldı, öpücükler kondurdu köylü çocuğuna...
"Bak seni böyle giydirsem nasıl olur? Önceden burada çalışıyordu Burak tanışın." dedi mahallenizin abisine.
Mahallenizin abisi biraz ırkçı, malum ırka el uzatmaz bir adamdı ama nezaket gereği kendisiyle tanıştı.
Neyse bir gün mahallenizin abisi iş yerini kapatacakken müdüre hanımla bir tek o kaldı işyerinde.
Soyunma odasına gidecek üstünü başını bu dondurmacı kıyafetlerinden arındıracaktı.
Müdüre mahallenizin abisinin boyu 195, maskülen bir ülkücü olmasından etkilenmiş olmalı ki kendisine "Sen üstünü değiştirmeye git ben de geleceğim şimdi arkandan kapıyı kitler kitlemez." dedi.
Mahallenizin abisi olaya ayıkamadı yine.
Çok sevdiği bir sevgilisi vardı o dönemlerde.
Üniversite aşkından başkasını görmüyordu gözü.
"Suzan Hanım siz ne için geleceksiniz pardon anlamadım?" dedi.
"Yok bir şey neyse üstünü değiştir kapatalım." dedi müdüre.
Sonra mı?
Müdüre o akşam mahallenizin abisi otobüste evine dönerken onu aradı ve "Kredi kartına çalıştığın sürenin parası ay sonunda yatacak artık gelmene gerek yok." dedi.
