lale devri

entry234 galeri
    26.
  1. Lâle Devri, Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil isyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat ibrahim Paşa'dır. Zevk ve sefâ devri olarak bilinir. Adını, o dönemde istanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alır.

    Osmanlı Devleti ilk defa bu devirde batıdan bazı yenilikleri almaya başladı.

    Nedim, Lâle Devri'nin günlük hayatını ve istanbul'un tasvirini aşağıdaki unutulmaz mısralarla yapmıştır:

    Bu sehri Stanbul kî, bî misl ü behâdir;

    Bir sengine yekpare Acem mülki fedadir.

    Bazari hüner madeni ilm ü ulemadir.

    Devrin özellikleri;
    Bu dönemde Avrupa ile savaş yaşanmamış, barış içinde yaşamak fikri ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti Avrupa'yı daha iyi tanıyabilmek için Paris, Londra gibi şehirlere elçiler göndermiştir. Bu devirdeki diğer yenilikler ve ıslahatlar şunlardır:

    Sait Efendi ve ibrahim Müteferrika tarafından 1727'de istanbul'da ilk matbaa kuruldu.
    Yeniçerilerden bir itfaiye bölüğü oluşturuldu.
    Yalova'da kâğıt, istanbul'da kumaş ve çini fabrikaları kuruldu.
    Yeni kütüphaneler açıldı; Doğu ve Batı eserleri tercüme edildi.
    Çiçek aşısı yaygınlık kazandı.
    Lağımcı ve Humbaracı ocaklarında ıslahatlar yapıldı.
    Mimarlık, resim ve minyatür sanatları gelişti.
    Avrupa'yı daha iyi tanıyabilmek ve Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip edebilmek için Paris, Londra ve Viyana gibi şehirlere elçiler gönderildi.

    Mimarî
    "Lâle Devri'nde istanbul" isimli tabloince ve hassas bir ruha sahip olan Sultan III. Ahmet, sadrazam Damat ibrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lâle Devri'nde sanata, edebiyata ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Sultan III. Ahmet, Topkapı Sarayı ile Yeni Câmii'de birer kütüphane, Ayasofya'da Bâb-ı Humâyun'un karşısında Türk sanat şaheserlerinden sayılan Sultan Üçüncü Ahmet Çeşmesi ve istanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da Deryayi Sim adlı bir su bendi inşa ettirmiştir.

    Bunlardan başka Üsküdar Yeni Vâlide Câmii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Damat ibrahim Paşa Camii ve Külliyesi, istanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa'da Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler yine bu dönemde yapılmıştır.

    Dönemin belki de en gözde eseri olan Sâdâbâd, maalesef günümüze kadar gelememiş, bize yıkıntıdan fazla bir şey kalmamıştır.
    *
    1 ...