iddiaya göre rıza nur, kendi kaleme aldığı ve muhtemelen ruhsal buhranları ve izmir suikastı davasında adı geçmediği halde yurt dışına kaçacak kadar bozuk olan psikolojisi nedeniyle gelişen ölüm korkusu yüzünden her yerinden tutarsızlık akan hatıratını, vefatından belirli bir süre geçtikten sonra yayınlaması şartıyla british museum'a veriyor. burada pek çok uzmanın yorumu çok net rıza nur'un bu şartının temelde iki dayanağı olabilir diyorlar. ilki türkiye cumhuriyeti'nin kendisini cezalandıracağından duyduğu korku, ikincisi ise hatıratında saçmaladığı konularla ilgili dönemin tanıklarıyla yüzleştirilirse rezil olacağını bilmesi.
memlekette bolca bulunan müptezel cahillerin "üstad"(!) diye hitap ettiği, deli raporlu kadir mısıroğlu her gün sövüp saydığı hristiyan aleminin başat gücü ingiltere'den, artık hangi hizmetinin karşılığıysa, nasıl oluyorsa bu hatıratı alıyor ve başlıyor sular seller gibi saçmalamaya. bu üstadçı tayfanın kitapla, okumayla, dahası tefekkürle pek arası olmadığından, kafasına fes takınca osmanlı olduğunu sanan cühelanın, rıza nur'un olduğu iddia edilen hatırata dayanarak gazi mustafa kemal atatürk'e saydırmasının verdiği sevinçle buna üstadlık makamını layık görüyorlar. bu tayfanın diğer üstadı kim? Demokrat partiden yalvar yakar aldığı paralarla iyi bir şairken berbat bir ideolog olma hezeyanına kapılan necip fazıl kısakürek. Neyse konumuza dönelim. bu üstad (!) ve taifesi öylesine osmanlıcı, öylesine müslüman (!) ki, atatürk'e, milli mücadele kadrolarına sövmelere doyamıyorlar. bu arada her konuda bir kitap yazdığını söyleyen fesli amcayı tarih camiasında adam yerine koyan ne sağdan ne soldan ne ortadan doğru düzgün tek tarihçi olmamasını da okuma yazmaları ve düşünme yetileri sınırlı olduğu için idrak edemiyorlar. memlekette tüm dünyadaki tarihçilerin üstadlarından olan halil inalcık diye biri varmış, fuat köprülü varmış, ilber ortaylı varmış, ismail hakkı uzunçarşılı varmış, reşad ekrem koçu varmış ne fayda. bu müptezel cahiller için tarihçi dedin mi isim belli üstad(!).
mustafa kemal, kemalizm, cumhuriyet tabii ki eleştirilebilir. tıpkı monarşi, osmanlı, padişahların eleştirilebileceği gibi. ancak her şeyden önce kendisini mümin sanan insanda biraz edep olur. çünkü mümin dediğin insan düşmanına dahi annesi şöyle namussuzdu, cinsel yönelimi böyleydi gibi aşağılık ifadelerle saldırmaz. hele ki bu iftiraları gerçekliği son derece tartışmalı bir hatırata dayandırarak yapmaz, azıcık allah korkusu varsa yapamaz. islam hukukunda bir kadının iffetiyle ilgili iddiada bulunanların bunu nasıl ispat edeceğini bile bilmeyen, ama ne hikmetse kim bu dünyadan kafir gider, kim mümin olarak ölür fetvası verebilen bu adamın ve bu adamın peşinden, sırf atatürk'e sövdü diye koşturanların namussuzluğu, şerefsizliği ve insan sıfatından yoksunluğu bu sebeple aşikardır.