Benim buradan yazacaklarım, kendi cüz-i iradem ve ihtiyarımda olan bir amel. Neticede böyle değil de bir başka şekilde de yazabilirdim. Ama yazmadım. Çünkü sana böylesi lazım. Fakat senin cephenden bakınca bu sana kader oldu. Neden? Çünkü sen bunu istesende değiştemezsin. Bak, Burada başkası devreye girdi.
Cüz-i iradeyle değişebilenler amelin. Değişmez mutlak gerçeklerin ise hakkında kesinleşmiş kaderin. Sen sadece gayret etmekle ve çaba göstermekle mükellef ve sorumlusun. Değiştiremediklerinden ise sorumlu değilsin. Şayet eğer herşey cebriyet (zorlama) olsaydı zaten kadere de itiraz edemezdin. Hayır ve şer namına seçim yapacak bir kalbin ve nefsin de olmazdı o taktirde. Melekler gibi sadece tabi olur, emir ve yasakları harfiyyen yerine getirir imtihan da yaşamazdın. Ama yüce allah (c.c.) bunu böyle murad etmedi. Keyfiyeti sana ait değil. Yani dünya düzeni böyle. Yani işte bu mutlak kader. O halde niye itiraz edip safını şerrden yana belirliyorsun ki? Hayra dön ve kadere boyun eğ. iman et. Niye inkâr ediyorsun ki? Zaten asla bu düzeni değiştiremeyeceksin. Sadece bu seçimin helakine sebep olacak ve bunu sen istedin. Seçimi yapan sadece sensin Cenabı hakk değil..