Babası Osmanlı ordusunda askerdi, kendisi de sipahi olmuştur. Dönemin önemli, ünlü isimleriyle arkadaşlık kurmuştur. Çeşitli savaşlara katılmıştır. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile ünlenmiştir. Toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir. 1605 yılında Şam'da öldüğü bilinmektedir.
"Sanma ey hâce ki senden zer ü sîm isterler / Yevme lâ yenfeu’da kalb-i selîm isterler..."
(Ey hoca sanma ki senden altın ve gümüş isterler. Hiçbir şeyin fayda vermeyeceği günde tertemiz ve sapasağlam bir kalp isterler.)