bu sabah yesil montuma yagmur yedirmek icin yola cıktim, altimda pek de pijamayı andırmayan pijamamla. zayif vücudum hizli adimlarim sayesinde kisa sürede isindi. ne de olsa yürüyüs yapiyordum. yalniz bi kus yolun ortasinda pinekleyerek birseyler ariyordu sanki. yalniz olmasina biraz sasirdim ve sanki üzüldüm. bu yagmurda ne isi vardi ailesinden uzaklarda. ben yaklasinca kenara kacti. yoluma devam ettim pek de önemsemeyerek.keyifli seyahatim asfalt yürüyüs yolunun kenarindaki toprakli alandan tasmis solucanlari seyretmekle devam etti bir farkla: yalniz minik kus hic de saf degildi, aksine uyanik ve firsatciydi. tek basina bütün solucanlari lüpletmeyi istiyordu cünkü. 'keske' dedim, yolun kenarindan gecmeseydim onu rahatsiz etmemek adina.
evet bu yasanmis hikayenin adi yalniz kus degil 'solucan'dir.hııh