Tanrım o gülünce işler rast gider.
Sonra nim zirgüle;
Ben sürgüne.
Bir virgülle
tek sedası ayırır
Bir günü bin güne.
Bin kez uyur uyanırsın.
üç yaş alırsın.
güç bela başa alırsın
Yine seyretsem diye.
Ah bir de bana gülse
Akakiy gocuğunu bulur
Yok o kadar değil.
ama içim ısınır, ısınır
sonra üşür
Sıcaklık farkı açılır
Artar mekanik çözülmem;
Yine çöle dönüşürüm,
susarım sessiz
susarım susuz
ama yine üzülmem.
Eğer gülse
Bu soğuk onu öldürür.
istanbul'da hem de Eylül'de
güller üzülüp ve üşüyüp solmamalı
Hiç mi tarihten ders alınmaz
Kim açık unuttu yine Kerkaporta'yı
Cereyan yapıyor a dostlar
Ben değil bir arkadaş üşüyor
Neyse o değil de
Boşaltın dünyayı
Bir yıkayayım
Her yeri bok götürüyor.