90'lı yılların ortaları...ergenlik ince ince vücudumu ele geçirmeye başlamış. sırf genital bölgemde değil tüm sinir sistemimde hakimiyet kurmuş durumda ve saatli bomba misali ne zaman patlayacağım belli olmuyor. tuzluğa bile sinirlenip saçma sapan sinir krizleri geçirdiğim, dilimin kemiğinin olmadığı ve çoğu zaman sinirliyken ağzımdan çıkanın kulağıma uğramadığı yaşlar...
psikolojik durumumu anladığınızı var sayarak olaya geçiyorum...
kurban bayramı, rahmetli büyük babamın evinde babam ve beş kardeşi kardeşlerinin eşleri çocukları tıklım tıkış 20 kişi bayram kahvaltısı yapılacak...rahmetli koç kesti kahvaltıda da mübarek hayvan yenecek, kavurma mutfakta pişiyor salona da misler gibi kokusu nasıl geliyor anlatamam size. ben bu ailenin en büyük erkek evladın ilk erkek evladıyım ve sülalenin en büyük erkek torunuyum...malum cinsiyetçi bir kültürden gelindiği için erkek torun kıymetli bu sebeple, bana da rahmetli büyük babam toz kondurmazdı.
neyse kurbanın eti, ciğerleri vs bir güzel pişti, eee çocuğuz acıktık tabi. sofra kuruldu, erkekler bir sofraya kadınlar bir başka sofraya...babam solumda büyük babam sağımda, büyük amcam tam karşımda oturuyor...büyük amcam demişken kendisi at gözlükleri olan, okumaktan nefret eden, hocaların hacıların anlattıklarıyla islam'ı öğrenmiş standart yurdum andaval erkeği o yaşlarda (35-40 filan sanırım amcamın yaşı o zaman) şimdi pamuk gibi adam ama o yıllar öyle değil bildiğin andavalın bayrak taşıyanı.
ben doğuştan solak bir insanım, her şeyi sol elimle yapıyorum. yemek yemek de bunların içinde. amcam olacak andaval "sol elinle yeme o kurbanın etini, günah. o elle taharat alıyorsun" dedi... babamla göz göze geldik "cevap verecek misin? yoksa ben sokayım mı lafı?" der gibi baktım ama peder "ya sabır, bu piç şimdi küfür edecek" der gibi bakıyordu yüzüme "oğlum sus" der gibi de kaş göz yaptı. annem yer sofrasında amcamın bana dediği lafı duymuş bir yandan babamla bakışıyorlar "konuşmasına izin verme, gir lafa, kardeşine uygun bir cevap ver rezillik çıkmasın" bakışı atmış babama, babam da "ok yaydan çıktı, bizim piç duman edecek şimdi ortalığı" bakışı ile cevap vermiş anneme. tüm bu bakışmalar saniyenin 10'da biri gibi bir süre içinde gerçekleşti ve aynı saniyenin 10'da ikinci kısmında benim ağzımdan "sağ elimle de otuz bir çekiyorum amca" cümlesi çıktı...çıkmaz olaydı o cümle...hayatımda ilk defa eş zamanlı sağlı sollu tokat yedim...önce kim vurdu hatırlamıyorum, sanırım büyük babamın tokadı yapıştı ilk suratıma, ardından da babamın elini hissettim, o kısım çok net değil. annem kulağımdan tuttuğu gibi küçük odaya götürdü beni, nasıl ağlıyorum ama of, duyan etimden et kopuyor zanneder öyle böyle değil. ağlamamın sebebi yediğim tokatlar ya da kanayan dudağım değil, yapılan haksızlığın amcam olacak andavalın yanına kâr kaldığını zannediyor oluşum ve büyük babamın artık beni sevmeyeceğini düşünmenin korkusu.
tahmin edeceğiniz gibi aç kaldım o gün o güzelim kurbanın etinden yiyemedim ve apar topar evimize döndük. yol boyunca* babam benimle tek kelime konuşmadı, ben babam bana hala çok öfkeli zannediyordum. annemin çenesi ise hiç durmadı, 10 dakika sonra artık duymamaya başlamıştım ne dediğini, o kadar çok konuştu ki sesine bağışıklık kazandım resmen.
o gece babam üstümü örtmeye geldiğinde, "ağzına sağlık, iyi bildirdin amcanın haddini" dedi...tokat için de "ama büyük babanın yanında o şekilde konuştuğun için yedin o tokadı" diye ekledi.
o gün anladım, aslında babam amcama soktuğum laf için kızmamıştı, babasının yanında o şekilde konuştuğum için rencide olmuştu.
amcamla aramız artık iyi, sonuçta ben 40'ıma geldim o da 70'e merdiven dayadı...ben hala sol elle yemek yerim ve amcam artık sol elimle yemek yediğim için bana tek kelime edemiyor...10-12 yaşında soktuğum laf sayesinde 30 senedir kafam rahat...