sene 2004 üniversiteye yeni başlamışım, sakallar yanakta 6'ya 6 maç yapıyor. bambaşka bir şehir, hep özgür yaşadım ama ilk defa yalnızım. bir şeyler eksik ama ergenlik midir nedir bilemiyorum. ye iç uyu 31 çek böyle geçiyor günler.
okula pek uğramıyorum ilk dönemler. herhalde arpam fazla geldi geziyorum parayı yiyorum falan. sağolsun evdekiler de piç gibi hissetmeyeyim diye parayı pulu eksik etmiyorlar.
iddia oynuyorum o dönemler yeni mi çıkmıştı çok mu popülerdir bilmiyorum. paranın 2/3'ü basit kumara gidiyor anlayacağınız.
baktım böyle olmayacak, 3-5 arkadaştan başka bir şeyim yok okulla bağım yok.
o kadar para gönderiyorlar derslerin tamamına yakınından kalıyorum. ben birden abdest alıp 2 rekat namaz kılıp tövbe ettim. pazartesi diyete başlayan kadınlar gibi okula başlama kararı verdim.
okula gittim, blok derse girdim 80 dakika falan. dışarı çıktığımda astım hastası gibi nefes alamıyordum. bünye alışık değil daraldım içeride. yaktım bir sigara baktım çaysız gitmiyor. hemen fakültenin karşısındaki güzel sanatlar fakültesi kantini gözüme ilişti.
bir farklılık olsun diye oraya gitmeye karar verdim.
işte o verdiğim karar beni okula yeniden bağlayacaktı. içeriye bir girdim marjinal tipler, günah yuvası resmen. dedim oğlum eğitim güzel şey bundan sonra okulu aksatma.
size yemin ediyorum öğrenci işlerinde memur gibi 8:00-17:00 okuldayım ama okuldayım dediysem güzel sanatlar fakültesi kantinindeyim.
önceleri 1-2 arkadaş yaptım sonra sonra resim, heykel, fotoğraf her bölümden arkadaşlarım olmaya başladı. renkli kafalı kızlar canlarım hepsini çok seviyordum. hangi bölümdesin hocam diyor sikerim hocanı msn ver diyorum alıyorum, ötekinin msn'ini de alıyorum.
tabi bütün derslerden yine kaldım. bana tövbe kapısı da kapanmıştı artık. o güzel kızlar beni kurtaramazdı artık. okulu bırakmaya karar verdim. bu maç buradan dönmez diye düşünüyorum. neyse uzatmayayım okulu bırakmadım uzata uzata bitirdim. bütün okul boyunca da güzel sanatlar fakültesi yuvam, baba ocağım, sığınağım olmuştu. halen özlerim...