AB Türkiye komiseri Gunter Verheugen Ankara’da
57. Koalisyon ortakları Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz ile
kapalı kapılar arkasında görüşüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının kaderini
tayin eden tarihi bir dönüm noktası bu görüşme.
Tarih 18 Temmuz 2000:
Hürriyet gazetesinin manşeti:
Verheugen’den Ağır Ev Ödevleri
Hükümete Kürtçe televizyon, Kürtçe eğitim ve
azınlık hakları konusunda ev ödevleri sunup takvim isteniyor.
AB’nin azınlık haklarından ne anladığı ise
Kopenhag Antlaşması’nda apaçık yazılı:
Bir ülkede resmi dilden gayrı anadili olan her halk azınlıktır
Bu da demek oluyor ki Lozan Antlaşması çöpte.
Ve antlaşmanın altında Türk Milliyetçilerinin bayraktarı
Devlet Bahçeli’nin de imzası var.
Bu antlaşmaya göre Türkiye’de Kürtler, Çerkezler,
Araplar, Boşnaklar... azınlık statüsüne kavuşuyorlar.
Tarih 15 Ağustos 2000.
BM Türkiye Daimi Temsilcisi Volkan Vural Birleşmiş
Milletler Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesine
57. Hükümet adına imza atıyor.
imzadan sonra Arap-Ermeni melezi olan Volkan Vural
basın mensuplarına aynen şöyle diyor:
"Bu gün hayatımın en mutlu gününü yaşıyorum, sevincim
sonsuzdur, Türk Milleti köhne zihniyetini bir kenara bırakarak
çağdaş milletler seviyesine bu antlaşma ile adım atmaktadır."
Volkan Vural:
"Oh olsun, Türk Milletini tongaya düşürmek
bana nasip oldu" der gibi âdeta.
Tarih 16 Ağustos 2000
PKK yayın organları şu manşetle çıkıyor: TC'ye Diz Çöktürdük.
Birleşmiş Milletler Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne attırılan
imza ile Bağımsız Kürdistan’nın önündeki en önemli engel ortadan kaldırıldı.
***
Tarih 17-18-19-20. Ağustos 2000
Ülkücü Hareket mışıl mışıl uyuyor…
Türk Milletinin dinamik gücü MHP’nin milletvekilleri Akdeniz
sahillerinde tatil yapıyorlar, Ülkü Ocakları Ozan Arif'in kesinkes
hain olduğu iddialarını yineliyor, internet sitelerinde iki eliyle
bozkurt işareti yapan köşe yazarları Lidere biat şereftir yazıları
döktürüyor ama hiçbiri PKK’nın TC ye Diz Çöktürdük manşetini
merak bile etmiyor.
Rahmetli Behiç Kılıç, Aslan Bulut, Ümit Özdağ gibi köşe yazarlarının
kalk borusu mahiyetindeki yazıları milletin dinamik gücü (!) Ülkücüler
tarafından: 'Hadi be! Liderimiz imza attırdıysa vardır bir bildiği, size ne'
tepkileri arasında kaybolup gidiyor.
Birleşmiş Milletler Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi neden
ihanet antlaşması hükmündeydi?
Bunun için sadece 1. ve 2. maddeye göz atmak yeterlidir:
Madde 1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir.
Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe
tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini
serbestçe sürdürebilirler.
Madde 2. Bütün halklar doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde
kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir.
Tarih 19 Aralık 2004
Diyarbakır BDP Belediye Başkanı Osman Baydemir basın
mensuplarına diyor ki:
"15 Ağustos BM imzası ile Doğu Anadolu’daki barajlar
Kürt halkının doğal kaynaklarından enerji ürettiği için hak
sahibi Kürdistan’dır… Elektiriği TC ye biz fatura etmeliyiz."
Bu gibi beyanatlara rağmen ne MHP gurubunun, ne MHP
tabanının gündeminde 15 Ağustos ihanet imzası halâ yok.
Her şey Bahçeli’nin tahmin ettiği gibi gelişiyor; Ülkücüler balık
hafızası çabukluğu ile unutmuşlar bile.
Ama Osman Baydemir elde ettiği hakları unutmuyor.
Tarih 8 Temmuz 2002
MHP Genel Başkanı iki hafta önce ABD’den dönen
Oktay Vural’ın getirdiği talimatla Kocayayla’da 3 Kasım
erken seçim kararını ilân ediyor.
Çünkü Türk Devleti 24 Mart 2001 tarihinde Resmi Gazetede
yayınlanan Ulusal Program'da Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli imzası
ile AB’ye taahhüd vermişti.
ikiz Yasalar’ın 4 Haziran 2003’te AKP hükümeti tarafından
Mecliste kabul edilmesi 57. Koalisyonu oluşturan partilerinin
genel başkanlarını sütten çıkmış ak kaşık yapmaz.