Çok iyi hatırlıyorum. O zamanlar insanlar karpuzu 4-5 er tane alırdı. Hattâ kavun bedava verilirdi. Sokakta Siirt fıstığını kiloyla satarlardı. Çerez bedava gibi bir şeydi. Soğan, patates çuvalla alınırdı. Et ve et ürünleri ucuzdu. Çünkü bu ülke tarım ve hayvancılık ülkesiydi. esnaf-tüccar hariç kimsenin bankaya borcu yoktu. Daha yazarım da vakit nakit.
Şimdi karpuzu dilimle, meyveyi taneyle, çerezi gramla alıyorsun. Ürünlerin kalitesi de gramajı da yerlerde.
Angus'u Arjantin'den, peyniri Venezuela'dan, patatesi kanada'dan, pirinci Çin'den, soğanı Suriye'den, samanı Bulgaristan'dan, çöpü ingiltere'den alıyorsun.
Dünya’ya buğday ihraç ederken, dünya’da en çok buğday ithal eden ülke konumuna geldin.
Düşünsene, faizler %90, %100. Sen o faizle kredi çekip iş çeviriyorsun, ev araba alıyorsun, hayatını idame ettiriyorsun. Eşine dostuna yardım ediyorsun, çocuk okutuyorsun.
Şimdi faizler %15. icranın, iflasın haddi hesabı yok. Kıçı kırık 200 dolarlık telefonu almak için kredi çekiyorsun, cebinde kredi kartında limit yoksa alışveriş dahi yapamıyorsun, sadece yeme ve barınma için it gibi çalışıyorsun. Dönüp bakmadığın arabayı alabilmek için 40 takla atıyorsun. Önünden dahi geçmediğin marketten, mağazadan bir şeyler alabilmek için indirim kovalıyorsun. Ürünlerin kalitesi de insanların kalitesi de düştü. Düştü az kalır. sürünüyor tam anlamıyla.
Adam bırak eşini dostunu, kendine bakamıyor. Herkes te donuna kadar borçlu.
Tarım ve hayvancılık bitti. Ortada insan görünümlü hayvanlar kaldı. Onlar da birbirini dolandırma, gasp etme, boğazlama derdinde.
Yani gençler, 2001 krizi ülkenin şu anki durumu yanında lale devri gibi kalır. Siz bu maaşlı ak-itlere bakmayın. Onlar da ekmeğinin peşinde. Eskiden troller bile kaliteliydi. Çer çöp her yere doldurdular.
2001 krizi esnafı, tüccarı vurdu. Finansal krizdi.
Mevcut durum ise reel kriz. senin doğmamış çocuğunu dahi potansiyel borçlu olarak vuracak. O köprülerin otoyolların ödemeleri hep dolarla ve itilaf durumunda tek yetkili ingiltere mahkemeleri. Sonraki hükümetin ' ben bu parayı ödemem ' deme lüksü yok.
Ahlâki çöküntü, hukukun gugug olması, liyâkat’ın kalmaması, ekonominin bitmesi, alım gücünün ve kalitenin düşmesi, herkesin borçlu olması, illegalite. Hepsi birbiriyle bağlantılı.
" Her toplum hakettiği şekilde yönetilir ve her millet icraatına tahammül ettiği yönetimin mesuliyetine ortaktır." - gazi Mustafa Kemal Atatürk.