ben yaşadım, yeni, çıtır çıtır çaresizlik, hemen sarıyorum gasteye.
anlatıyorum, konu ciddi, ülke meseleleri hakkında, nerden geldimiğizin hiç farkına varmadan; muhatabımın usulca, işbilir tavırlarla, yumuşak tınılarla içine çektiği söyleşide bi an güvendiğim engin bilgi birikimimle izah getiriyorum mevzuya dair; ama hızını almış, muhatabımı aydınlatmanın verdiği şevkle söylevime devam ederken bi anda, muhatabımın "berivan" melodisi ağzımdan çıkan süslü kelimeleri içeri tepiyo, biraz evvelki mahir hatip edalarım yerini şiddetli bi sessizliğe bırakıyo; suratımdaki kasları, neonun binary kodları gördüğü gibi önümden usul usul düşerlerken görüyorum; ağzıma tepilmiş kelimerle bi anda sus pus oluyorum; deminki nefis hatip halimi öyle özlüyorum ki. dur gitme diyesim var, ağzım dolu, berivan bütün kelimeleri bi kaşıkta ağzıma tepti. berivaaaanım heeeeey beriiiivaaaanımmm :(
yalnız deminki hatip tavrımın göreceği esas çaresizlik şimdi geliyo: kendimi binbir güçlükle teskin eder, sabırla beklerken bi berivanla dağ gibi herifin motivasyonunu alt üst eden cep görüşmesini, muhatabımın telefonu kapadıktan sonra bi anda yanımdan ayrıldığına şahit olunca, "dur nereye lan? lan, lan, lan olum nereye göt herif, alooooo" diye içimde gayet lümpence bi serzeniş içine giriyo deminki usta hatip. noldu hatip, ne iş? saydırıyodun demin bildik bildik, noldu, sikti attı götü boklu berivan tüm havanı, hani süslü kelimeler? beriiiivaaaaanııım heeey berivaaanımmm:(