binlerce yıldır insanlara, halklara anlatılmış en büyük hikayenin yere en sağlam basan ayağı, şehitlik.
dini, dengede tutan ve ilerlemesini sağlayan bir araç.
dinin, gücünü ve kuvvetini oluşturan parçası.
şimdi anlatılmış en büyük hikaye, taktir ettiğiniz gibi, din.
din konusuna pek girmek istemiyorum. lakin, insanın içinde her zaman var olan yönetilme ve boyun eğme, sorumluluklardan kaçma ve cahilliğin etkisiyle dinler oluşturuldu.
dinlere insanların ihtiyacı vardı, ve nitekim insan ırkının bugüne gelebilmesinde de dinlerin önemli etkileri olmuştur. bilakis din savaşlarında ölen milyonlarca insanı da gözardı etmemek gerekir.
dinlerin bir benzeri de devletlerdir. devletleri üretense yine insanlardır. altında yatan ise yine yönetilme arzusudur. insan, bir bireyi öldürmemeyi, günah ya da yasak olarak nitelendirmeye ihtiyaç duyar. yasak ve günah kavramları ise tamamen toplum düzenini koruma adına belirlenir.
hırlsızlık, öldürme, tecavüz vb. gibi kavramlar toplum düzenini derinden etkilediği için devlet örgütü için yasak, din düzeneği için günah olarak değerlendirilir.
bu eylemleri yapanlar ise her ikisinde de cezalandırılır.
gerçekten erdemli insanlar ise bir başka insanın yaşama hakkına müdahale etmemesi gerektiğini, hiçbir koşul altında kalmadan bilir.
"insandaki güçlü ve ulu olan herşey insanüstü ve dışsal olarak düşünüldü. insan kendini çok küçümsedi. Kendindeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldü. Değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve şaşırtıcı yanını. ilkine insan dedi, ikincisine ise Tanrı!"
Friedrich Nietzsche
dinin temelini oluşturan şehitlik kavramı ise önceleri dine ihtiyaç duymamıştır. zeki yöneticiler tarafından uydurulmuş olan, "en şanlı ölüm savaşta kahramanca ölmektir!" masalı ile askerler savaşa motive edilmiş, bir nevi akılları uyuşturuştur. yalan söylenmiştir.
amacı sadece askerlerin savaşlara daha istekli ve motive bir şekilde gitmesini sağlamaktir. yoksa, bir asker savaşa hangi bahaneyle götürülebilir?
"kahramanca can vermek yeteneksiz kişilerin ünlü olabildikleri tek yoldur." der bernard shaw.
ilk uygarlıklarda "en şanlı ölüm savaşta kahramanca ölmektir." aldatmacası, din kisvesi altında şehitlik olarak adlandırılmıştır. şehitlere ölümsüzlük madalyası verileceği taahhüt edilmiştir. yakın çağlara kadar milliyetçilik, vatanseverlik vb. kavramlar üretilerek halkın damarlarına enjekte edilmiş, bundan bir çok devlet fayda sağlamıştır.
hz.muhammet müslümanlara "savaşta ölürseniz şehit olacaksınız ve cennete gideceksiniz." demeseydi eğer, kaç insan muhammet'in beraberinde savaşa katılırdı?
devletleri üreten insanlardır, ve devletler toplumları korumalıdır.
ne zaman halklar devletleri korumaya başlarsa işte o zaman sonumuz gelmiş demektir.