keloğlan karaprens e karşı

entry49 galeri
    37.
  1. bir tayfun güneyer filmi. *
    efenim bu filmin fragmanını ilk gördüğüm zaman, hangi film öncesiydi hatırlamıyorum, okkalı bir küfür etmiştim. filmin bok gibi olduğu çok açıktı. hatta o an içimden ulan hangi salak bu filme gider ki bile demiştim.

    neyse efenim gün geldi film vizyona girdi. tabi benim düşüncelerimde hiç bir değişme yok. halen fragmanı gördüğümde düşündüklerimi düşünüyorum.

    yağmurlu bir ankara günü, kızılaydayım, canım acayip sıkılmış -neden hatırlamıyorum- içimden eve gitmek gelmiyoru, ne yapsam ne etsem diye düşünüyorum bir yandan da yağmurlu kızılay sokakalarında bir oyana bir buyana dolanıyorum. tam o sırada bir sinemanın önünden geçiyorum, isim vermeyelimde reklam olmasın, aklıma sinemaya gitmek geliyor. dalıyorum sinemaya karşıma çıkan ilk filme gidecem. o da nesi keloğlan karaprense karşı en yakın seans. bir an duruyorum sonra siktir et lan diyorum alıyorum bileti giriyorum salona. belki yanılmışımdır diyorum koltuğuma otururken. patlamış mısırımı yemeye çoktan başladım.

    film başlıyor karşımda mehmet ali erbil, keloğlan olmuş. ne kadar mükemmel bir seçim diyorum, bu filmin yönetmeni çok zeki olmalı diye geçiriyorum aklımdan, sonra karaprens özcan deniz beliriyor yönetmenin seçimini tekrar takdir ediyorum, evet bu yönetmen çok zeki olmalı diyorum. sonra filmin konusunu çözmeye çalışıyorum ama yok olmuyor. filmin konusunun ne olduğunu bir türlü anlayamıyorum, bir yerden sonrada aman siktir et bunuda anlamayayım diyorum.

    yaklaşık 40 dakka sonra hayatımda ilke kez, yüzlerce sinema maceramdan birinde, ilk kez son dükük çalmadan ışıklar yanıp çıkış kapısı açılmadan ayrılıyorum.

    halen yağmur yapıyor dışarda. yürüyorum ben yine. bir yandan da düşünüyorum, biraz önce ne yaşadım ben diye. bi ara olum sonuçta emek var saygı duymak gerek diyorum içimden sonra hasiktirsin lan böyle emeğe saygı duymam ben diyorum. yürüyüp gidiyorum işte.
    2 ...