gecenin şiiri

entry13517 galeri video104 ses19
    12587.
  1. Bulanık kederlere dolduruluyor kader
    Kadehlerde kum fırtınasında kalmış bir at
    Köksüz otlar gibi saçlarım
    Ağarmış gençliğim
    Tutulan bir yol gidiyor engebesiz
    Bir dert ki omuzlarımda çürümüş hayallerimden kalma
    Ayaklarımda çıbanlar
    Yürüdükçe ısırıyor toprak
    Her nefes parçalar ciğerimi
    Parçalar su da derimden güneşin izlerini.

    Köylü çocukların nasırlı elleriydi beklemek
    Çoğu zaman hiç gelmeyecek bir servisi
    Toprak yolun kenarında servinin gölgesi
    El yordamıyla bulamıyorum ölümü
    Her defasında fesleğenlere çarpar elim
    Elim bir kaza sonrası bilinçsizim
    Uçuveren ömrümdür panik yapmayın
    Gelmeyecek bir daha yırtınan ağıtlara
    Yırtılmış kağıtlara koşan atlara ve uzaklara.

    insan umut etmekten doğar
    Umut çabuk tükenen bir şey
    Ağzını açık unutunca uçuyor insanın özü
    Tanrım neredesin? Nerede peygamberlerin sözü
    Ne zaman ihtiyaç duysam sana
    Elin yoksa da bir tekme de senden gelir
    Düşmek üzere olan bir insana

    Ölüm giyiyor cesedim
    Tam üzerime oturuyor
    Aynada selam duruyor kaybetmişiliğm
    Çoğu zaman çıplak geziyor
    Sanıyor insan hep siyah giyinir
    Ölüm çıplaktır
    Cesetler dahil...

    Neredesiniz insanlar
    Nerede deniz, rüzgarın uğultusu, atların kişneyişi
    Karanlıkta önümden kalkan yarasalar
    Adım atmaya cesaretim var
    Yürümeye yok
    Gökyüzünde oturur tahtında
    Onu insanlık hapsetti oraya
    Gözündeki perdeler güneşten çürümüş
    Aralarından ışık geçiren
    Su sızmayan kardeşler
    Ayrılık etten kemikten tırnaktan
    Sızısından parmaklarının dokunamıyor insan
    Vicdana, merhamete, estetiğe
    Freud öldü acısı çocukluğumda saklı

    Ben de öldüm gömmüyorlar beni
    Dünya yakamdan düşmüyor
    Islak elleri boyumda serin ürperişler
    Ruhum bir esvap gibi sıkılıyor
    Asılıyor iplere, urganlara, halatlara...
    Geriyor çıldırmışcasına onu insanlar
    Esneyen incelen tel tel dökülen ruhumda
    Tarihi geçmiş hayallerim
    Tekaüte ayrılmış masal kahramanlarının hüznü
    Yatağa düşmüş bir beyaz saç
    Kazma arar kırık, kürek yok, gassal izinli
    Tırnak iş başına.

    Gömülmek istiyor ruhum
    Her an cehennemi solumaktansa
    Şiir ağacına asmıştım kendimi bir zaman
    Dura dura koptu başım
    Orada kaldı aklım
    Hareket edince yaşıyor sanıyor insanlar
    Oysa yürümek midir yaşamak?
    Gülmek mi ağlamak mı?
    Öyleyse nedir bizi yaşatan bu muallakta
    Tek başına yeter mi sevdiklerinle savaşmak
    Çaresizlik çukuruna atılmışsan
    Ellerinde sevgiye batırılmış birer hançer
    Sarılıyor dünya sarıyor etrafımı sessizce
    Öldürüyor hayallerimi, aşklarımı
    Ama gömmüyor beni.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük