o günlere yetişmiş birisi olarak söyleyeyim birinci elden...
anne tarafım tip'li amcalarım ülkücüydü... sokakta soracak olurlarsa mesleğini başka söylemem tembih edilen babam ecevit chp'lisi polisti.
o dönem tüm dünya öyleydi sadece türkiye değil. latin amerikasından asyaya kadar.
sokaklar, caddeler, kimi yerde köyler... sağcı solcu diye ayrılmıştı. kendi gözlerinle şahit oluyordun kavgalara, silah seslerine vs.
evet... bir müdahale lazımdı.
evet ilk anda herkes bir taraftan oh dedi ama aynı anda ne yapacağını şaşırdı aileler. sobalarda kitap yakmalar... neyin suç kimin suçlu olduğunu bilememeler... buldozer gibi bir asker kafasıyla mantığı ile girişti her şeye asker. bu yüzden ilk başta askerin korkusu terörün korkusunu geçmişti. öncesinde iyi kötü ortama alışmış, iyi kötü bir etik de vardı insanlarda da... askeri kestiremiyordun.
o yüzden kurunun yanında çok yaş da yandı.
daha birleştirici olabilirdi asker belkide. bu kadar sert olmayabilirdi. ama dedim ya mentalite asker mentalitesiydi. yoksa ne olursa olsun bir kaç sene sonra seçimlere gidilmesi falan en azından darbeyi amerikan desteklisi olsa da iyi niyetle yaptıklarının göstergesiydi. latin amerikadaki gibi yıllarca sürmedi.