tüm yaşamı ve hatta yaşam olmayan nesneleri dahi yaradan bir kudretin bir yaratıcının varlığını kabul eden ancak bu yaratıcının yarattıkları ile ilgilenmediğini savunan inançtır.
yaratıcı kudretin tek unsuru yaratmaktır...sonrası onun ilgi alanına girmiyor...
uçsuz bucaksız kainatta tek canlı formunun bu gezegende olduğuna gerçekten inanıyor musunuz ?
üstelik bu gezegendeki canlı formu karbon bazlı, belki farklı bir galaktik yapıda oksijen bazlı bir yaşam formu belki farklı bir güneş sisteminde azot bazlı yaşam formu var...olmadığını ispatlayabilir misiniz ?
peki tüm bu yaşan formlarını yaradan tek bir yaratıcı varsa, yarattıklarının kendisine tapmasını neden istesin ? bu kadar egoist bir yaratıcı mı sizin hayallerinizdeki allah? "seni ben yarattım, bana tapacaksın..." bu mudur hayalini kurduğunuz yüce kudret?
insanlar, binlerce yıldır yüce bir kudrete inanmak, yoktan var olunmadığını düşünmek ve bu yüze kudretin, insanlığın var olma sebebi olduğunu düşünmek istemişlerdir. çünkü inanmak (diğer bir ifade ile biat etmek) her zaman sorgulamaktan daha kolaydır.
kendinden güçlü olan her şeye biat etmiştir insanlar, kimi zaman ateşe, kimi zaman aya, kimi zaman güneşe, kimi zaman bir öküze, hatta kendi yaptığı çamurdan heykele veya bıgdaydan yaptığı ekmeğe...öyle ya da böyle bir şeye biat etmek her zaman kolay gelmiştir insanlara. biat edilen varlığın bizden çok daha yüce olduğuna inanmak iç huzuru bulma konusunda rahatlatmıştır insanları. "nereden geldim","nasıl yaşıyorum","nereye gideceğim","öldünce ne oluyor","doğmadan önce neredeydim","vicdanımı nasıl rahatlatırım" vb milyonlarca sorunun cevabını bulabilmek adına "din" unsuru peyda olmuştur...
Yaradıcı güç (bundan sonra "tanrı" diye devam edicem ), insanı yarattı...insan da dinleri...
Dinleri insanların yarattığı çok açık ve net şekilde önümüzde serili aslında, dünya üstünde 782 adet dini inanç bulunuyor bunların bir kısmı 10.000-20.000 kişinin inandığı bir kısmı da yüz milyonların inandığı dinler... bu dinlerin en büyükleri, hıristiyanlık ( hz.isa) , müslümanlık ( hz.muhammed), yahudilik/musevilik (hz.davud) bunların yanında bu 3 dinin de kabul ettiği bir isim daha var o da hz.musa...
kendilerine "kitap" inmiş 4 büyük peygamber...4 büyük sosyalist...4 büyük kitle yönetim uzmanı...
bahsi geçen kitaplardani kuran-ı kerim'i 4 sefer, incil (matta) 2 sefer, tevrat (tekvin-yaradış 1 sefer, levililer 1 sefer, tesniye 1 sefer ) okumuş biri olarak zebur'u okumamış olmanın utancı içindeyim...ancak bu 3 kitap bile şunu dememe sebep oldu, "tanrı kitaplar arasında fikir değiştirmiş olamaz, o zaman bu kitapları yazan tanrı olamaz."
bakınız yarattıklarına karşı "sınıf ayrımı" uygulayan bir tanrı size mantıklı geliyor mu ?
Tevrat’ta köle azadıyla ilgili bir hüküm yoktur. Fakat ibrani ve yahudi olmayan kölelerin hukuki, cezaî, azadlık ve insanî statülüleri ile ilgili hükümler ibrani kölelerin lehine gelişmiştir.
Kuran hiçbir ayetinde, köle ve cariyeliği kaldırdım dememiş, Hicaz bölgesindeki uygulamayı reforme ederek devam ettirmiştir.
incil'den alıntıdır "Ey köleler, dünyadaki efendilerinizin sözünü Mesih’in sözünü dinler gibi saygı ve korkuyla, saf yürekle dinleyin. Bunu, yalnız insanları hoşnut etmek isteyenler gibi göze hoş görünmek için yapmayın. Mesih’in kulları olarak Tanrı’nın isteğini candan yerine getirin. insanlara değil, Rab’be hizmet eder gibi gönülden hizmet edin."
Köleyi de yaratan aynı tanrı...efendiyi de yaratan aynı tanrı...ama tanrı kutsal kitabında yukarıda geçen ifadeleri kullanıyorsa, tanrı sosyal sınıf farkı uygulayan "insan" gibi düşünen, efendilerin sosyal statüsünü ve servetini korumak için uğraşan bir güç haline dönüşmüyor mu? o zaman tanrı gerçekten tanrı mı ?
bu sorular ve daha binlercesi....
neden mi deist oldum...
bu sorulara cevap veremediğim, kafamdaki yaradıcı kudret bu kitaplarda anlatılandan çok daha farklı olduğu için...
ve tekrar yazıyorum.... tanrı insanları yarattı, insanlar da dinleri...