Cumhuriyetin 10. Yılında bizzat Atatürk talimatıyla cumhuriyet kutlamalarını içeren Türkiye’nin kalbi Ankara diye bir belgesel yayınlandı.
O cumhuriyet bayramı bizim alışık olduğumuz törenlerden o kadar farklıydı ki! Kağnılarıyla kortej alanından geçen Ankara’nın gururlu köylüleri, Atatürk’ün, ismet paşanın, devlet erkanının hatta yabancı misafirlerin bile takdir dolu hayran bakışları altında yürüdüler.
Şimdi düşünüyorum da bugün bir köylü öyle olduğu gibi en doğal haliyle o alana girse örgüte üyelikten 7 yıl 6 ay yer lan!
işte cumhuriyetin kurucu kadroları iktidarı Menderes’e devrettiğinde Türk burjuvazisi anlaşılmaz bir şekilde köylüyü aşağılamaya başladı.
Bu sistematik olarak yıllarca böyle devam etti. Bugün herhangi bir Türk köylüsü bir devlet dairesine gittiğinde savsaklanıyorsa, memur başından savıyorsa sorumlusu çok partili siyasi hayattır!
Çünkü çok partili siyasetin diğer tarafı mevcut iktidarı ele geçirmek için sermaye sahiplerine, yandaşlara, hemşehrilere akıl almaz iltimaslar tanıyarak anayasanın eşitlik ilkesini çiğnemiştir.
Böylece toplumun bir kesimi yüceltilirken diğer kesimi hakir görülmüştür!
