anne sevgisinin de sınırı vardır

entry3 galeri
    3.
  1. Katıldığım önerme. Bu düşünceyi en iyi yansıtan filmlerden biri de melankoli filmidir. Filmin tam sonunda kopan kıyamet sırasında, anne çocuğun elini bırakır ve kendi derdine düşer. Harika bir anlatım.

    Tabi uç örnekler bu türden önermelerin doğruluğunu açıklamada pek değerli değildirler ama yine de günlük yaşamda da bu gerçek malesef kendisini ele verir. Bazı çocuklar, bazı çocuklara göre daha şanslıdır bu konuda. Çünkü birisinin annesi bir durumdan paçasını kurtarmak için çocuğunu kolayca kullanırken bir diğeri bunu yapmaktan kaçınır. Örneğin kendi hatasını çocuğun üstüne yıkma, babayla kavgada çocuğu suçlama vb.. Ama size şimdi en acısını ve çocuğun da ömrü hayatı boyunca unutamayacağı bir seçenekten bahsedeceğim: annenin çocuklarına eşit davranmaması gerçeği. Yukarıdaki olaydan devam edecek olursam eğer, annenin, kötü durumla baş etmek için bir çocuğunu illa seçecektir ve bu çocuk daha az sevdiği çocuk olacaktır.

    Eğer ilk ya da ortaçağda yaşasaydım bir çocuğun Annesi tarafından "yeterince" sevilmemesi durumunun çocuğun başına gelen bir lanet ya da beddua olduğunu ileri sürerdim. Çünkü ne yazık ki annenin sevgisini eksik tadan bu çocuklar ne hayatları boyunca birileri tarafından yeterince sevilebileceklerine inanırlar ne de birisini yine yeterince sevebilirler. Sevgiyi tam anlamıyla yaşayamamak en büyük ceza biz yalnız varlıklar için. Doğru ya da yanlış, ama en azından benim deneyimlediğim şeyler beni bu yola çıkarıyor.

    Yavrusunu yeterince sevme kabiliyeti olmayan anneler, kişinin hayattaki en büyük düşmanı ve aynı zamanda da en büyük zaafıdır. Bu kadar.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük