ilk olarak Sosyal medya üzerinden savaş güzellemeleri yapıp, askerlerin yanında olduğunu belirten ve gerektiği takdirde seve seve savaşacağını söyleyen insanların hepsini siber birimler tarafından yerlerinin tespit edilmesini sağlardım.
tespit edilenlerin hepsini yaşına, akli dengesine ve cinsiyetine bakmaksızın zorla askere alıp, hangi ülkeyle savaşmak istiyorsa o ülkenin sınır kapısına postalardım.
Onlara ideolojilerine göre kullanmaya can attıkları silahlardan kılıç,kalkan vs. verirdim. Muhtemelen hiçbiri sınırdan bile geçemezdi ama neticede ben onlara savaşmayı değil, ölmeyi emr... Yok yok emir de yok, ölüm de yok. Ben onlara savaşmayı değil, şehadet şerbeti içip en yüksek mertebeye ulaşmayı, cennette peygamberlere komşu olmayı vadediyorum.
Tabii sürekli birbirinden farklı ülkelerin sınır kapısına devletin üniformalı askerlerini yollayacağımdan, benim yönettiğim ülkenin de ömrü pek uzun olmazdı. Önce sert bir dille uyarılıp bir güzel kınanırdık, sonra da herhalde haritadan silinirdik. Ama olsun adımız bir kere daha altın harflerle olmasa da tarihe kazınırdı.