insanın sahip olduğu doğal ve kültürel varlıkları onarması ve yenilemesi anlamına gelir. Restorasyon fransız ihtilaliyle başlamıştır. 1789 yılında Fransız devrimiyle halk soylulara, krallara ve kiliseye karşı olan nefretini bu kurumları simgeleyen yapıları tahrip ederek göstermiştir. 1830'lardan sonra ortaçağ sanatına yeniden ilginin başlamasıyla Fransızlarda onarım bilinci gelişmiş ve restorasyon başlamıştır. Türkiye'de ise 1906 tarihine kadar restorasyon bilinci yoktur. 1906 tarihinde osman hamdi bey Asar-ı Atika Nizamnamesi'ni batılı yasalar doğrultusunda düzenleyerek koruma bilincinin gelişmesini sağlamıştır. Bugünün türkiye'sinde insanların kültür varlıklarını koruma ve onarım bilinci gelişmiş ve çağdaş toplumların bu konudaki bilinçlerinden eksik değildir. Ancak ülkemizde bu konuya harcanan zaman ve paranın çağdaş ülkelerle aynı düzyde olmadığı bir gerçek. Restorasyon günümüzdeki haline ulaşana kadar 4 evreden geçmiş ve bugünkü halini almıştır. bunlar; üslup birliğine ulaşma kaygısı, Romantik görüş, tarihi restorasyon ve şu an tüm dünyada geçerli olan Camillo Boito'nun ortaya çıkardığı çağdaş restorasyon kuramıdır.
Restore edilecek olan bir nesneye kalıcı bir düzeltme yapılması yanlıştır. geleceği ve gelişecek olan teknolojiyide hesaba katarak geri dönüşümlü malzeme kullanmak esastır.