hiç winamp'a şarkı koyarken zorlandın mı? evet abi zorlanıyorum. içimden hiç bir şarkıyı dinleyesim gelmiyor. fareyi hangi şarkının üzerine götürsem o şarkının melodisi aklıma geliyor ve bezmişliğim... ben zorlanıyorum winamp'a şarkı eklerken, aklıma savaş, parasızlık, ibne dünya geliyor.
dünya neden böylesine şerefsiz acaba? neden 60 yaşındaki bir teyze, elindeki iki kocaman bavulla minibüsden indikten sonra e5'in bariyerlerinin üstünden atlamak zorunda? intihar edicem deyince bir durup düşünüyor insanlar. ölüm girince işin içine o paslı beyinleri aciz fikirler üretebiliyor.
hadi onu da geçtim ben... bir oğlan çocuğu babasını baba olunca anlayabiliyor. bu acıdır ki ne acı. bunu kimse winamp'a şarkı koyarak açıklayamaz bana. susmanış bir şarkıdır bu, yüzyıllardır benliğimizde çalan.
bazen bir ağacı, bitkiyi düşünüyorum. senelerce orada öylece durabiliyor. sorgu yok sual yok. iyiliğe inanmış ve kararlı. birşeyler anlatmak istiyor sanki. belki de bir ağaç sadece. ama yaşıyor ve hoşgörülü.
sonraları aklıma, sultan hanım hayratı'ndan su doldurabilmek için kırmızı kapaklı bidonumuzu sıraya soktuğum zamanlar geliyor. ben beklemezdim sırayı, bidon beklerdi. saygılıydı insanlar birbirlerine.
geceleri düşünüyorum da; güneş gece niye yok acaba diyorum kendi kendime? salak olduğumu biliyorum ama soruyorum. sonra cevap veriyorum zavallı ruhuma, "güneş çok akıllı, özlenmek için gitmek gerektiğini biliyor."
anlıyorum ve saygılıyım. susuyorum bir an. dudaklarımda içtiğim şarabın ıslaklığı, gözlerimde yaşlar.