belki de en mutlu, en huzurlu çağlarımda bana eşlik etmiş oyun. fifa 05'le başlamıştı fifa serüvenim; ancak fifa 08 kadar hafızamda yer bırakan, anılarımla özdeşleşen ve oyun müzikleriyle bile beni duygulandırıp geçmişi buğulu gözlerle hatırlamama sebep olan başka bir oyun olmadı.
oyunun artık gerçekle bir bağı kalmayan, elazığ depremi ile birlikte yıkılıp giden anılarımı da süslediğini söyleyeyim. beni duygulandırmasının en büyük sebebi de budur zaten. pc karşısında oturduğum sandalyeden kafamı sola çevirip açık olan pencereden dışarıyı seyrettiğimi hatırlıyorum... işte benim en huzurlu, dertsiz tasasız, hiçbir şeyden sorumlu olmadığım günler. belki de o günlerdeki rahatlığı özlüyorum, oyun da bahanesi oluyor.
ancak tüm bu görüntülerin tatlı birer anı olarak kalması da artık mümkün değil, çünkü o gün oturduğumuz ev veya pencereden seyrettiğim tüm o apartmanlar bugün yerle bir olmuş durumda. hiçbiri kalmadı. depremde hepsi tuzla buz oldu. içerisindeki tüm o yaşanmışlıklar, sevinçler, hüzünler, kavgalar, gülüşler... hepsi moloz yığınlarının altında bugün.
fifa 08 o mutlu günlerimin figüranlarından biriydi, bu sebeple bu başlığa geldim içimi dökmeye. yine gidiyorum elazığ'a ara sıra, ama hiç uğramıyorum çocukluğumun geçtiği o mahalleye. en son ne zaman ağladığımı bilmiyorum ama ne zaman ağlayacağımı biliyorum. fifa 08'in cd'sini bile görünce gözlerim doluyor artık. belki yitip giden çocukluğuma duyduğum özlem, belki de yıkıntıların altında ezilen hatıralarımın hasreti sebep oluyor buna.
fifa 08'in en güzel şarkılarından birini buraya bırakıyorum. o zamanlar hoplayıp zıpladığım bu şarkıya bugün ahlar vahlar eşlik ediyor.