otel şampuanı tırt seviye. duvara sabit fön makinesini çalmaya çalışanı gördüm, lambader çalanı gördüm, ampul çalanı gördüm, tv kumandaları sanki enternasyonel gibi onları çalanları gördüm, yastıklar hakeza aynı (bazılarında çalarsanız parasını alırlar ama.), nevresim alanlar gani, havluyu da saymıyorum. bornoz götüreni de gördüm. kettle alanlar da oldu. çatal-bıçak götürenler.
bırakın artık şu parasını verdik, oteli sonuna kadar sömürmeliyiz mantığını. oraya konulan malzemeler siz otelde kalırken rahat edin diye konuluyor. biraz vizyonunuzu genişletin.
parasını verdim, her şeyi sonuna kadar kullanırım, bizim için konuldu zaten onlar diyene sözüm; otelde yemek yerken masaya konulan tuz-karabiber* varya, hepsini yemeğinize dökün, tamam mı?
sonuçta sizin için konuldu onlar oraya ve parasını verdiniz.
not: sağlam bir otelde yapılan düğünde, masadaki suplaları dışarıdan getirdiği siyah çöp poşetine koyup götürmeye çalışan kadına rastladım. hanımefeni bunları almanıza izin veremem dediğimde ama çok güzel, kızımın evine koyucaz dedi. hem otel seninmi ki, neden düşünüyorsun bu kadar dedi. vermedim, vermem de. bir de masa 12 kişilik, 12 sini de almış. masa dımdızlak duruyordu salonun ortasında.
