efes pilsen'in sponsorluğuna gelene kadar, anadolu holding'deki tuhaf isimlere bakmak yeter de artar. zaten ben efes'ten nefret ederim, o ayrı mesele. boktan bir birayı yıllar süren bir pazarlama stratejisiyle insanlara iyi bira diye yutturmak.. iyi biracı tekel birasını arar bulur içer.
neyse, gelelim şu bağımlılık sorununa. işin fizyolojik boyutuna bakmak gerekirse, alkol, "tam bağımlılık yaratan" maddeler arasında sayılmıyor. işin ilginci, tütün de öyle. peki ne sayılır o zaman? esrar mı? hayır. eh, söyleyeyim bari: şeker! valla, bildiğiniz şeker. özellikle insan metabolizmasına tamamen aykırı pancar şekeri. 17. yüzyıla kadar üretilmeyen bir şeker yani.
neyse, sanırım bu bağımlılığı kırmak gibi bir iddia fazla iddialı olur biz yirmi birinci yüzyıl tüketicileri için, o zaman biz alkole dönelim. hak vermiyorum desem yalan olur zararları konusunda söylenenlere. ancak tabii bu anti-alkol sohbetinde de dikkatli olmak, püritenliğe kaçmamak gerek. bunun nasıl yapılacağı ise yine bireysel bir tercihtir sonuçta.