Basit bir ifadeyle insanın yaradılış gayesi kulluk etmektir. Kısaca Öncelikli işi bu. Sonra kendindeki istidada göre marifetullah. Allahı tanıma bilme. Bunun yolu (her ikisi de) da ancak dinden geçer. Çünkü keyfiyet (hikmet) böyle. insan bunu niye kabul etmez? Çünkü keyfiyet (nefs) böyle. insan beden kalp ve ruhtan müteşekkil çoklu esasa dayanan karmaşık bir varlıktır. Çeşitli duygu ve düşünceleri bünyesinde barındırır. Bedenin ihtiyaçları olduğu gibi kalbin ve ruhun da ihtiyaçları var. Bedene kalbe ve ruha ait hem iyi gelen hemde iyi gelmeyen şeylerden oluşan ve adına dünya hayatı denen bir sistemin içinde var olmuş. Evet hak dinlere göre insan var edilmiştir. Kainatı yoktan var eden bir yaratıcı vardır ve onun koyduğu kurallar. insan başıboş değil ki tanrı tanımaz yada onun koyduğu kurallara (dine) lakayd kalabilsin. öyle bir şansı yok zira düzen bu. Mesela dünyada da her şeyin bir yolu yöntemi var. işte doktor olmak için 7-8 sene üniversite okumak gibi. Yada asker olmak için askeri okula gitmek gibi. Düşündenize ortada mühendis dururken kimse size köprü yaptırmaz. isterse süper bir tasarımınız olsun. Kural bu. Aynı şekilde toplumun, ekonomik ve sosyal hayatın, ticaretin, iş dünyasının, tarımın, hayvancılığın, şehir hayatının, köy hayatının, hukuk ve adalet sisteminin, müziğin, sanatın, medyanın, siyasetin, ordunun, milletler ve devletler arası münasebetlerin, diplomasinin, ilmi fenni bilimsel yada teknik gelişmelerin v.s. kısaca aklınıza gelebilecek her şeyin kendince kendi içerisinde bir sistematiği kuralı ve kaideleri var. Kısaca bu saydığımız dünya hayatına dair tüm bu işler gibi din de Tamamen bağımsız Sistemsiz kuralsız başıboş keyfe göre değil. O halde dini inkar niye??
Yani siz şimdi orta yere birinin çıkıp ver kardeşim şurdan beyaz önlüğü, ee? E si artık ben doktorum bu saatten sonra dediğini gördünüz mü? Adama deli derler. Kimse kaale almadığı gibi şayet diretir ve yapmaya kalkarsa hakkında yasal işlem başlatırlar. O halde dini kuralları insanın kendi aklına fikrine keyfine duygu ve düşüncelerine göre belirlemesi niye??
insanoğlu rabb dururken bu selahiyeti kimden ve nereden alıyor?? Her nevi dünyevi işte yol yordam takip etmek mecburiyetinde olan insan iş dine gelince niye birdenbire yan çizip "ben özgürüm bana kimse karışamaz istediğimi yaparım" modunda takılıyor? Babasının tek uyanık evladı bu insan mı? Yoksa Bu dünyada başka tatlı su kurnazı mahluk yok mu?
Şeytan faktörüne gelince din şeytana bağlı değil ki ona muhtaç olsun. Cenabı hakkın "alemlerin rabbi" sıfatıyla yarattığı binlerce (arapçada bin ifadesi sayısı bilinemeyen çoğul anlamı taşır) mahluktan biri. Şeytanı o kadar çok büyütmeyin gözünüzde. Esas korkulması gereken insanın kendi egosu. Şeytan olmasaydı da insan egosu sayesinde pekala onun kendi ihtiyarıyla seçip üstlendiği görevini yapabilirdi. Yapmıyor mu zaten? Yapıyor. Doğru yolu bildiği halde hemde. Çünkü insan çok zalim ve pek nankördür. insanoğlu bu, işine gelmeyince dini inkar etmek yok saymak değiştirmek safdışı etmek sümenaltı yapmak iptal etmek karalamak baltalamak ayrıştırmak bölüştürmek parçalamak uygulanamaz hale sokmak için kırk takla atıp türlü türlü tuzak kurup binbir hile ve desise yolu ve bahanesiyle kendi ayağına kendisi sıkıyor. Yetmiyor peşine takılanları da batıla sürüklüyor, hak ve hakikat yolu varken. Çok Pişman olacak, çok, bekle ve gör...
Bahanesi de hazır. Akıl, özgür düşünce, bilim vs. vs. Sevsinler senin mercimek kadar beynini ve kuş kadar aklını emi. Yalnız paçalarını bağla o aklını ziyan etme. Sana lazım o süper akıl. Ayrıca, söylesene, Hem, Nereye kadar kaçabilirsin ki allahtan? Kaç, kaç. Kaçabildiğin yere kadar kaç. Kaçanın anası ağlamaz de kaç gitsin. Nasıl olsa Tüm yolların bir son çıkış noktası var. Yolun sonunda hep birlikteyiz yine. Elbette Hep beraber göreceğiz yolun nereye ve kime çıktığını..
