Birkaç iş deneyiminden önce cebimde 10₺ bırakamayan ben para kazanmayla birlikte yönetimininde üstesinden geldiğimi düşünüyorum. Yalnız yaşamaya başlayınca para yönetiminin üstüne ev yönetimi de gelince iyice bu tasarruf işini öğrendiğim sanıyorum.
Genelde yeme-içmeden tasarruf ederim. Sürekli dışardayımdır. Elimden termos düşmez ve tabi çantamda birkaç paket kahve. Dışarının hijyenik olmayan yağlı ve karbonhidrat dolu yemekleri beni çok rahatsız ettiğinden yemekleri yanımda götürmek bu birikim işine fena katlı sağladı. Sebze ızgara, yulaf lapası, sandviçler, granolalı yoğurtlar...
Hep yalnız gezerim. Tek başına dışarıda yemek ve içmek pek keyifli olmadığından daha çok işime geliyor böyle bir düzen. Daha önce gitmediğim bir bölgedeysem ve hava serinse 10-15 km yürürüm hem günün enerjisini yakarım hemde çevreyi ve yapıları incelerim. Her yeni çıkan kıyafetin peşinden koşmam ihtiyaç doğrultusunda alırım. Bazende yakışan her şeyi alırım. Dengeyi sağlarım. Belirli para sınırım vardır altına düşünce hemen tasarruf alarmlarım kafamda çalar. Cüzdanda iyi miktar para bulununca tabi anlık büyük planları gerçekleştirmede para engel olmuyor. Yeni şehir gezmek veya iyi miktarda bir cihaz almak gibi.