melih gökçek'in ilk karşılaşmadaki gibi aynı tavırlar sergilemesi halinde haklı olsa dahi yeniden haksız duruma düşmesi muhtemel karşılaşma.
ilk raundun özetini vereyim izninizle. çocuk aklıyla okuyun çünkü çok basit anlatıcam.
melih gökçek, tartışmanın daha ilk saniyelerinde dedi ki; ben iki kere iki, üç kere dört, on bölü iki gibi soruların cevaplarını biliyorum. sayın kılıçdaroğlu bu soruları sorarsa ben de cevaplarını bildiğim için yanıtlarım rahatlıkla. 2 kere 2 ne yapar desin, ben de dört eder diyeceğim. baştan anlaşalım tamam mı uğur'cum? eğer logaritma sorarsa ben hiç bir şekilde yanıtlayamam çünkü oraya çalışmadan geldim...
melih beyin bu ricasından sonra tartışmaın seyrine bakalım;
kılıçdaroğlu, gökçek'in istediği soruları önsözlerini okuduktan sonra soracaktı fakat daha konuşmasının 2. dakikasında gökçek; ''sen bana 2 kere 2 yi sorsana ya, onun cevabını vericem ben, neden fonksiyonlara giriyosun?'' şeklinde itirazlarına başladı ve hiç bir soru hiç bir şekilde yanıtlanamadan tartışma sonlandı.
özeti budur çocuklar.
hadi hepsini geçtim, bütün belgeler falan bir yana bırakalım... bu tartışmayı izleyen 6 yaşındaki bir çocuk ne düşünür gökçek hakkında? bağıran, laf kesen, tatışmayı kendi istediği gibi yönlendirmeye çalışan adamın konuştuklarını anlamasa bile sırf bağırdığı için
- anne, bu adam kötü mü?
demez mi?
onun için diyorum ki melih bey, üslup çok önemli. ne olursan ol, istersen çöpçü ol. sen sükut etmenin güzelliğini farkedemiyorsan kusura bakma ama ben gibi ak partililer de, küçücük yaştaki çocuklarda haksız bulur seni...
