okuma yetisinden aciz mal topluluğunun alkışlarla andığı süper çakma marşın babası. hayır bazı şeyleri münasip yerlere montajlamak kolay olduysa da beyinlerinin almaması normal gibi görünüyor. beyinleri henüz başka yerleri kadar genişlememiş anlaşılan.
ama genişletelim:
1905'ten 1919'a kadar Galatasaray Spor Kulübü'ne Başkanlık yapan, mektebin 889 numaralı öğrencisi Ali Sami Yen, inci gibi elyazısıyla tuttuğu Galatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ıhsaiyet Defteri'nin (Sayım-istatistik Defteri) 181 ve 182. sayfalarında kurucu 13 üyeyi şöyle sıralar: 1-Ali Sami Yen; 2-Asım Sonumut; 3-Emin Bülend Serdaroğlu; 4-Celal ibrahim; 5-B. Nikolof; 6-Milo Bakiş; 7-Pol Bakiş; 8-Bekir Sıtkı Bircan; 9-Tahsin Nahit; 10-Reşat Şirvanizade; 11-Hüseyin Hüsnü; 12-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu; 13-Abidin Daver.
ama...
1905'te Osmanlı imparatorluğu'nda bir dernekler yasası bulunmadığından, Galatasaray Spor Kulübü yasal olarak tescil edilme olanağını bulamamıştır. 1912 yılında Cemiyetler Kanunu çıkarıldıktan sonra, kulüp yasal bir kimlik kazandı. Yetkili makamlara kulüplerin tüzükleriyle birlikte, kurucu üyelerin ad ve adreslerinin de bildirilmesi zorunlu tutulduğundan, istifa eden ya da eğitimlerini tamamlayarak ülkelerine dönen üyeler ilk listeden çıkarılmış ve 1 Eylül 1913'te kurucu liste yeniden düzenlenmiştir. Kurucu üyelerin yeni sıralaması şöyle gerçekleşmiştir: 1-Ali Sami Yen; 2-Asım Sonumut; 3-Emin Bülend Serdaroğlu; 4-Celal ibrahim; 5-Bekir Sıtkı Bircan; 6-Reşat Şirvanizade; 7-Refik Cevdet Kalpakçıoğlu; 8-Abidin Daver.
demek ki neymiş, disleksi de dahil olmak üzere bilimum mallık çıkaran arıza kolay kolay giderilemiyormuş. black stockings diye bir başka kulübün tarihini çalıp kendi tarihine montajlayacaksın, sonra 1912 cemiyetler kanunu diye zırvalayıp ağlayacaksın ama kanun sonucu ortaya çıkınca sana yapılan montaj yerinden çıkacak öyle mi? çıkmaz gülüm...
gelelim atatürk'ün galatasaray'a yaptığı ziyarete. neymiş kulübü değil de liseyi ziyaret etmişmiş. bak sen yaa! ulan mallık da bir yere kadar zaten, hani lise fransız malıydı, hani lisenin salonlarında fransızlar alkışlanmıştı o yüzden atatürk galatasaray lisesi ile bozuktu. liseyi ziyaretini ortaya koyunca da "e hani kulübü ziyaret etmemiş amaağğğ" diye ağlamaya başlamayın bari.
yani atatürk bir takım olaylar sebebiyle galatasaray lisesine düşman ama gidip liseyi ziyaret ediyor, kulübü ise ziyaret etmeyerek cezalandırıyor öyle mi? bak çocuğum aptallık parayla verilmiyor tabi de, okuma yazma öğrenmeniz için bu devlet para harcıyor sizin gibi mallara. galatasaray lisesinin her türlü genel kurulu ve toplantısı galatasaray lisesi tevfik fikret salonunda yapılır, orası kulübün toplanma yeridir. ayrıca atatürk'ün her ziyaretinde önceki başkan necmettin sadak ve hali hazırda kulüp başkanı olan tahir kevkep ile de görüştüğü aşikardır.
"Atatürk'ün Galatasaray camiasıyla olan ilişkisi, Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlaşmıştır. Çok yakın bir tarihte yitirdiğimiz ve bugün örneğine pek rastlanmayan "duayen" gazeteci Metin Toker' in sözleriyle,
"Hiçbir lise Atatürk'ten böyle bir ilgi görmemiştir...Galatasaray, sadece 'Türkiye'nin' Batı' ya açılan penceresi' değil, Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden, belki de en önemlisi laisizmin kilometre taşlarından biri olmuştur.
Nasıl Harp Akademisi, Harbiye ve Mülkiye sıradan eğitim müesseseleri sayılmazsa Galatasaray da sıradan bir lise sayılamaz.""
kaynak: Dünden Bugüne Galatasaray" (Hazırlayanlar: Vefa O. Semenderoğlu-Osman Tamburacı)
Atatürk'ün laiklik konusundaki fikir babası Tevfik Fikret'tir. O dönemlerde laikliğin konuşulduğu tek yer Galatasaray camiasıdır. Bu anlamda bu camiaya yakın olduğunu söyleyebiliriz.
ama sadece mallık değil bir de tarihsel cehalet katılıyor işin içine. neymiş ilk defa 1930 yılında ziyaret yapılmışmış... ulan cahil, atatürk istanbul'u 1923'te mi ziyaret etmişti de galatasaray'a uğramamıştı sanki, tey allahım yaa!
bu da atatürk'ün istanbul ziyareti ile ilgili sözleri: Vatandaşlarım! sekiz sene evvel, mustarip, ağlayan istanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım. Teşyi edenim (uğurlayanım) yoktu. Sekiz sene sonra, kalbim müsterih olarak, gülen ve güzellemen istanbul'a geldim.
atatürk'ün ilk istanbul ziyareti 1927 ve 1928 yıllarına tekabül eder. 1930 yılında da galatasaray'ı ziyaret etmiştir. atatürk'ün fenerbahçe kulübüne devlet başkanı sıfatı ile yaptığı bir ziyarete f7'in kendi sitesinde bile rastlanmıyor. ne büyük fenerliymiş yahu! daha 1918 yılında binbaşı iken bir defa ziyaretine gittiği kulübe devlet başkanı sıfatı ile uğramıyor atatürk. uğrasa da kendisine pek seven kulübü bunu resmi tarihine koymuyor.
ee ne de olsa bir ingiliz işgalci generalinin elinden kupa almayı şeref sayıyor bu kulüp, atatürk ne diye gitsin ziyaretine?
f7'nin marşı izinle yapılmışmış. hangi izinle acaba? neden izinle yapıldı da bunca sene uyutuldu bu taraftar? geçelim izni mizni, çocuk yok burda izin alınca çakma olmuyor marşınız sanki.
ikincisi f7 bu çakma marşı kulüp marşı olarak benimsemiş, kongrelerinde bile çaldırmıştır. sos cagon ise galatasaray'ın resmi marşı değildir, bir tribün şarkısıdır. kulüp telif hakkı ödenmiş bu marşı ister store da satar ister stadta çalar. ama kimse resmi marş diyemez, dememiştir de zaten. f7 in rezilliğine bu açıdan ortak olunmamıştır, ki tek rezillikleri bu değildir.
1 liraya peşkeş çekilen f7 stadını kimler verdi bu kulübe. beyler aptallık etmeye gerek yok, aynı şeyi 10 defa anlattırmayın. yok gsgm'ye geri verilmişmiş de kirası ödenmiş. faşist başkanınız stadı f7 e nasıl peşkeş çekti onu öğrenin öyle konuşalım.
1929'da ittihat Spor kadıköydeki futbol sahasının sahibiydi. Bir dönem şampiyonluklara imza atmasına rağmen o yıllarda nispeten daha küçük bir takımdı ittihat Spor. Ama şerefli bir takım olduğu için, sahasını aynı semtin bir diğer takımı olan F7'ye satmıyordu.
Bunun üzerine, Maliye Bakanı Şükrü Saraçoğlu inanılmaz bir entrika çevirdi. Siyasi gücünü kullanarak şu yasayı çıkardı:
"Aynı semtte kurulmuş olan ve faaliyet gösteren spor kulüplerinin sayısı birden fazlaysa, o semtte üye sayısı daha fazla olan kulüp faaliyetlerine devam eder."
Böylece kapatılan ittihat Spor sahası devlete geçiyor ve anında F7ye veriliyordu. Şimdi neden stadın isminin Şükrü Saraçoğlu olduğunu anladınız mı?
kaçak yapılanmadan bahsederken bu ne ilk ne son rezilliğidir anadolu kulübünün. başkanı asker kaçağı olan bir kulüpten, işgal yıllarında işgal komutanlarına yalakalık edenlerden ne beklenir ki?
Sarı-Lacivertli kulübün Fenerbahçe yarımadası ve Cadde Bostan sahilindeki kaçak yapıları meclis raporlarına da girdi. Bu konuda Kadıköy Belediyesi de uyarılırken, kaçak tesislerin 8 yıldır yıkılamadığı da rapora eklendi. Fenerbahçenin kaçak bina yaptığı ilk kez 1998 yılında mimarlar odasının ihbarı üzerine ortaya çıktı. Büyükşehir Belediyesi aynı yıl kadıköy belediyesini uyardı ve kaçak binaların yıkılmasını istedi.
Belediye 4 yıl aradan sonra tesislere giderek kaçak bina yapıldığını tespit etti ancak binalara dokunulmadı.
Kadıköy Belediyesi, F7ye ard arda 5 ve 10 milyar ceza kesti ancak tesis yine yerinde kaldı.
Büyükşehir Belediyesi, Kadıköy Belediyesinin kaçak binaları yıkmadığını görünce belediyeyi içişleri bakanlığına şikayet etmekle tehdit etti.
kaynak: hürriyet gazetesi
1997 de alınan ödeme aksaklığı belgesi nasıl oluyor da seyrantepe projesi ile ilişkilendiriliyor anlamak mümkün değil. bunun tek sebebi katmerli mallık olsa gerek, zaten o da başlık altında defalarca ispat edildi.
stadınız neden peşkeş çekildi ve kaçak çıkıldı?
kulübe ait yapılarınız neden kaçak ve yıkım kararı bekliyor?
kulüp başkanınız neden asker kaçağı ve halen daha görevini ifa etmiyor? yoksa zamanında işgalcilerle el sıkışan anlayışınızın tohumu mu?
süper yöneticiniz çavuşoğlu hangi aileye mensup. yunan kuvvetleri izmir'e çıktığında o ailenin hangi mensubu onları çiçeklerle karşıladı ve yemek verdi? atatürk neden bu aileyi sınırdışı etmek istedi.
eski yöneticiniz saadettin saran'ın azize'ye saldırma sebebi ne? rusya ile ilgili hangi belge saklandı ve hangi para aklama operasyonu f7 üzerinden yürütüldü.
doktor nazım adlı kepaze başkanınız atatürk'e ne amaçla suikast düzenledi? şu anki atatürk yalakalığınızın sebebi bu utancınız mı?
stadınız yapılırken kenan evren lisesi nasıl hiç edildi. orada okuyan öğrencilere nerede lise yapma sözü verildi. liseyi yıkıp yerine dandik bir bina yapıp öğrencileri susturma görevini kim verdi? kaçak stad nasıl büyütüldü?
stadınızda:
1995 Yılında sırf Galatasaray'a kupa verdi diye Türkiye Cumhuriyetinin başındaki kişiye, Cumhurbaşkanının kafasına şişe atıldığı yer Şükrü Saraçoğlu..
Rakip takım taraftarlarının kafalarına dışkı torbaları atılan yer Şükrü Saraçoğlu..
Rakip takım oyuncularının koridorda dövüldüğü yer Şükrü Saraçoğlu..
Yine rakip takım oyuncularının stad otoparkında hem kulübün adamları ve hem de Fenerbahçeli futbolcular tarafından dövüldüğü yer Şükrü Saraçoğlu..
Galatasaraylı futbolcularının kafalarına yumurta atılan yer de Şükrü Saraçoğlu, yine Galatasaraylı oyuncuların saha kenarında ısındırılmadığı yer Şükrü Saraçoğlu..
Yayıncı kuruluşun kablolarının kesilerek yayının durdurulmaya çalışıldığı stad yine Şükrü Saraçoğlu....
bunlar yapıldı mı yapılmadı mı? bu ezikliğin kökeni nereden geliyor.
geçelim tohum mohum, çocukça geyikleri. bizzat kendi yöneticiniz barça bayrağı açmadı mı? galatasaray bayrağı'nı yırtmaya kalkıştığı için ali sami yen stadında yüzüne tükürülmedi mi?
hepsine en iyi yanıtı tek büyük galatasaray seneler önce vermişti: