bahaeddin veled

entry6 galeri
    3.
  1. Bid'at fırkasına mensup bâzı âlimler, aralarında ittifak ederek, Bahâeddîn Veled'i, sultâna şikâyet ettiler. Sonra; "Sultânımız! Muhammed Bahâeddîn Veled, size zâlimdir, âlimlerinize de câhildir diyor. Halkın büyük bir kısmı onun etrâfında toplandı. Vakitlerinin çoğunu onunla geçiriyorlar. Bir gün sizi tamâmiyle bırakıp, ona tâbi olacakları muhakkaktır. Eğer böyle bir şey olursa, sizin saltanatınıza ziyân gelir. Bu bizim için yüz karasıdır. Biz, size gördüğümüzü söylüyoruz. Vazifemiz sizi uyarmaktır, gerisini siz bilirsiniz." dediler. Bunları işiten sultan çok üzüldü. Çünkü Sultân-ül-ulemâ'ya ziyâdesiyle muhabbeti vardı. Fakat bu âlimlerin söyledikleri de yabana atılır şeyler değildi. Bu işin tahkîki için yakınlarından bir kimseyi Sultân-ül-ulemâ'ya göndererek; "Bütün beldelerde olan hâdiseler sizce keşfolunmakta, bütün memleketlerdekiler de tasarruflarınız altındadır. Ülkemizde bir pâdişâh var iken, ikincisinin de hükümet kurması uygun değildir. Neticede, bendenizi bir memlekete tâyin buyurursanız memnun oluruz" gibi sitemli ve uygun olmayan sözler sarfetti. Bunları Sultân-ül-ulemâ'ya söylediklerinde, buyurdu ki: "Hasedcilerin zulümlerinden hicret etmek dedelerimizin sünnetleridir. iş böyle olunca, biz de sefer eder, başka ülkelere gideriz. Buradan ayrılınca, bu memleketin başına felâketler gelir, bu ülkeyi dinsiz Tatarlar (Hülâgü'nün ordusu) istilâ ederler." buyurdu. Akrabâ ve talebelerine sefer hazırlıklarına başlamalarını söyledikten sonra, sultânın adamlarına dönerek; "Sultâna gidip bizden selâm söyleyiniz. Ona; "Biz fânî dünyânın şöhretlerine tâlip değiliz. Dünyâ sultanlığında, tâcında da gözümüz yoktur. O, bu dünyâdaki saltanatına devâm etsin." deyiniz." buyurdu.

    Haber etrâfa çabucak yayıldı. Bahâeddîn Veled hazretlerinin hicretini işiten herkes, malını mülkünü toplayıp, bu memleketten ayrılmaya, Bahâeddîn Veled ile berâber gitmeye karar verdi. Bütün olup bitenleri yakından takib eden sultan, çok üzüldü. Sultân-ül-ulemâ'ya şefâatçılar göndererek af diledi. Kararından vazgeçmesini istirhâm etti. Sultân-ül-ulemâ hazretleri, pâdişâhın teklifini reddetti. Fitne çıkarmadan, halkı galeyâna getirmeden şehirden ayrılmak istiyordu. Bunun için de, Cuma günü Belhlilerin bir câmide toplanmalarını arzu etti. Herkes o gün câmide toplanıp, mahşerî bir kalabalık hâlini aldı. Bahâeddîn Veled, onlara nasîhat etti, tesellide bulundu ve onlarla vedâlaştı, helâlleşti. Orada bulunanlar çok ağladılar. Sultân-ül-ulemâ, oradan yakın akrabâları ve talebeleriyle birlikte ayrıldı.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük