bono

entry81 galeri
    22.
  1. vakt-i zamanında büyükçekmece'de bir müzikholde playback yaparak insanları eğlendirmeyi deneyen bir çalışan, sıradaki serdar ortaç şarkısını "şimdi türkiye'nin en iyi sanatçısından bir parça geliyor" diye anons etmişti.

    üçüncü sınıf bir şarkıcıydı, vizyonu, büyükçekmece'nin hâlâ 1980'lerin sonlarında yaşadığını sanan insanlardan ibaretti, fantezi müzik dinleyerek büyümüştü, eğitimsiz bir kulaktı, ama en önemlisi ve garibi: samimiydi!

    bono'ya gelelim; hakkında yüzlerce methiyeler dizilmiş garip bir ikon bono.
    bu methiyelerden en garibime gideni, bono'nun yaşayan en büyük rock vokalisti olduğuna dairdir ki, şahsi görüşüme göre bono kesinlikle, bırakın dünya üzerinde, sadece irlanda'dan çıkan vokalistleri düşündüğümde bile, vasatın altında bir şarkıcıdır.

    hayatı boyunca izzet yıldızhan dinlemiş bir müzikhol playback'çisinin, serdar ortaç'ın müziğini efsanevi bulması anlaşılabilir, ama enteresan yan; bono'nun dinleyici kitlesinin, entellektüel, müzikle yakinen ilgili ve genelde eğitimli kulaklar olması.
    belki ben müzikten hiç anlamıyorum, ama bana kalırsa bono, sıradan bir pop vokalisti.

    işin müzikal kısmını geçtiğimizde, ortaya dünya liderlerinin huzuruna rahatça çıkabilen, afrika'da açlığın bitmesi için mücadele eden (en azından öyle görünen) bir melek* bono çıkıyor.

    işte benim derdim de bu bono'yla aslında.

    sudan, zimbabve, nijer, etiyopya ve çad'ın imf'e olan borçlarının bir kısmının silinmesi için yırtınırmış gibi görünen bir insanın, senelik güneş gözlüğü masrafının dokuz yüz bin dolar olmasını saçma, pasifik kıyılarının temizlenmesini isteyen birinin, yirmi altı milyon dolarlık yatının güvertesinden okyanusa işerken objektiflere yansımasını samimiyetsiz buluyorum.

    "ırak'a gidip canlı bomba olacağım" diyen bir adamın,* yetmiş beşinci akademi ödülleri töreninde, bir micheal moore kadar olamayıp, ona buna teşekkür edip, sahneden inmesini gülünç buluyorum.

    ancak amerika'lıların beğenebileceği bir beceriksizlik ve basiretsizlik içinde olması yüzünden birleşik devletler'de devam ettirdiği hayatına bakmadan, tahtımın* varisi chris martin'dir diyebilecek cesarette olmasına şaşıyorum.

    "rock müziğin beyhudeliğinin farkındayım" diyen bir adamı seven "yu-çu süperb yaa"cıları hiç ama hiç sevmiyorum ben. albümlerinin satış rakamı artsın diye vakt-i zamanında kemcirdiği amerika birleşik devletleri bayrağına sarılmış, dolce gabbana gözlük ve kirli sakala sahip bir surat görmekten içime fenalık basıyor.

    depeche mode - violator konserlerinin turnesinde, dave gahan'ın yanından ayrılmamasının sebebinin, sonradan dave gahan'ın anlayacağı gibi, depeche mode'un henüz yayınlanmamış şarkılarını önceden çalıp u2 bünyesine geçirmeye çalışmasını, hatta bunda başarılı olmuş olmasını hazmedemiyorum.

    sadece iyi bir hristiyan olması sebebiyle, nobel barış ödülü'ne aday gösterilmesini kafaya takabiliyorum mesela.

    yani ben bu adamın tatlı su muhalifliğini yaptığı değerlerin tam kucağına oturmasını mide bulandırıcı buluyorum. vakt-i zamanında aynı hataya "amerika birleşik devletleri çıkışlı malları kullanan andavallar" gibi bir cümle kurmaktan çekinmeyip, her konserine mor bir fender strat'la çıkan harun tekin beyefendi de düşmüştü, çocukluğuna verebilmiştik, ama aynısı bir konserinde iki yüz bini aşkın seyirciyi susturup, ellerini on saniyede bir çırpıp "her elimi çırptığımda afrika'da bir çocuk ölüyor" demiş bir adama yakışmıyor. seyircilerden birinin "o zaman bırak ellerini çırpmayı" diye bağırdını da eklemeliyim tam bu noktada.

    lafın özü; senden de, türkiye'de insan hakları yok o yüzden oraya gitmem" (abd de insan haklarının kralı var çünkü) (türkiye de benim boktan müziğimi dinlemek için 300 dolar verecek mal yok demiyor da) diyebilme yüzsüzlüğünü de, sadece jetsosyetenin gittiği yerlerde açtığın, kıyrıtık bir penyeye yetmiş euro fiyat biçilmiş bonoshop'larını da sevmiyorum.

    işte bu yüzden benim içim, eğer bono "yaşayan en büyük rock vokalisti"yse, serdar ortaç'da "memleketin en büyük sanatçısı"dır anasını satayım.
    hatta ikiniz de bir bok değilsiniz, o playback'çi çocuk hepinizden daha samimi, o bence en kralı.

    peki seni hiç mi sevmedim? yalan söylemeyeyim eşin ally'le, lise aşkı olduğunuzu ve bir röportajında karına hâlâ çok aşık olduğunu söylediğinde için ısınmadı değil.

    ve fakat bence az sonra, okuyucuların tıklayacağı linkteki görüntüleri ally hanım görünce, dünyadan ziyade, önce kurtarman gereken bir evliliğin olduğunu düşüneceksin:

    kepazesin bono!

    http://fotogaleri.hurriye...d=17218&p=2&rid=2
    7 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük