sarah'la musa diye bi aşk hikayesi vardı bi zamanlar. o kadar benimsemiştik ki bu şişkomsu tipik ingiliz köylüsü al yanaklı kızı "milli gelin" diye bahsettik zamanla. bastık bağrımıza. zamanla müslüman da oldu ya "ohhh" değme keyfime ifadesiyle salındık ortalıkta... gurur duyduk abi. gerdik gögsü, "aha" dedik "türkün gücü"...
çok değil, sonradan tuğçe kazaz evlendi yunanlının tekiyle, dünyalar yıkıldı başımıza! lanet ettik, ağzımızdan tükürük saça saça küfrettik! "olmaz öyle şey hacı" diyenler oldu...
o değil de onlar hala mutlu hacım o'na ne diyecen?
her şeyi öğrendik de biz, bi; aşk'ın dolandığı ortamlarda; "ırkın", "dilin", "dinin" ayrımının olamıyacağını öğrenemedik! her şeyi öğrendik de biz, bi; aşk düştüğü an, kalbe hükmedemileyeceğini bilemedik...
tanım: olası durum. aşk bu, "aha burdayım, bana bakın ben aşkım" demez. dese zaten, ilk ateşi ben eder, yağmalarım!
tanım: maşallah dediğim 40 gün yaşamaz tuğçe'yle yunanlı kocası boşanmış ya lan!!!